Ağlarım da ağlarım ağlarımda


Önce örümcek olur gözlerimde anlarım
O vakit anlarım
Hatırımda kalan resimlerin üzerinde ağlarım
Dört duvar tek iklim
Her köşede örümceklerim…


Hele bir de gri bulut çökmese kirpiğime
Belki de ne güzel ağlarım
Bir de yosun kokulu sevmelerim düşmese denize
Rakılık balık çekecek ağlarım…


Sarkacında saat, kiraz ağacında salıncak
Saklambaç sokağımızda ayrılık
Varsın sallanırsa sallansın
Az biraz daha saklanalım köşesinde evlerin…



Bak balkondaki begonvil yeni yeni sürgünde
Ha desek ikimiz, açılıp saçılacak
Kokun dolacak dar odaların sarısına
Kalmasaydık eğer böyle sürgünde…



Kış desem kovalasam vuslatın soğuğunu
Kış yağarken örtmese yollarımızı
El etsen gelsem de yanına dokunsam sana
El olmasak ya da ben aynı kelimelerle seslenmesem mesela
Ağlarımda az martı çığlıklı şarkılar
Dokununca her şey , biraz daha ıslak sanki ağlarım
Biraz örümcek, biraz deniz biraz da kirpiklerim
Böyle vakitsiz gitmeseydin eğer
Bir begonvilin her sürgünü için bin yıl sürgünlük çekmeyecektim…



(bir kayık bir kürek bir de deli bir dalga sallanırsa sallansın)



Çekilirken gece,
Çekilirken perdeler
Çekip giderken sen
Ağlarımda… ağlarım… ağlarımda sen
Oysa tek seni tutmuştu nefesim…



“ OYSA hücremdeki her çeltikteki sensizlik, gözlerime diken diken dikilirdi sur gibi duvarlarımda…”