5
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
1822
Okunma

Bilmem ne anlatmalı,
nasıl anlatmalı...
Yağlı koltuğun bir kanadına dayalı başın.
Hava biraz sütlü ve tuzlu
gözlerindeki dumandan olsa gerek...
Düşünü kurarsın ak bulutların
Öyle ki;
ölmüş ağaç gibisin, karıncaların yaban balı
yeşil bir ışık var bağrında giz dolu suların.
Sen ki yüzyılın toprağına boyanmış, nimetlerin yemyeşil...
Sen ki eyy sen!
Övsem seni..
Bir başka çağlardan hava estiren sen!
Kocaman gemilerin vardı rıhtımında,
gırtlağına kadar dolardı altın müzikler
gösterişli doruklardan saçılan güzel kokular...
Ne oldu balıklarına,
hurma dallarına?
O tiril tiril gülümsemeler,
mavi mavi renkler.....
Ne oldu sana?
Denizinden fırlatırdın okları
Sabah koylarında kişiyi şıkır şıkır oynatarak
Ne çok güvendin kalın kabuğuna sen...
Sen ki eyy sen!
Diş etlerin çürümüş artık
dilin hep dişlerinin arasında
Kalmadı varın artık
hepsi birer birer ak saçına düşmüş...
Eyy sen!
övsem seni...
Bittimi masal
ve eyyy bolluk sofrası...
5.0
100% (16)