12
Yorum
32
Beğeni
5,0
Puan
2968
Okunma

göğsümde kanayan sukûtların çığlığı var
derme çatma evler hüzünlendiriyor beni
pencere kenarında solmaya yüz tutmuş cam güzeli
sessizce ölüyor can ciğeri
çürüyüp giden zaman sayacından
kirli adamlar geçiyor sokaktan
elinde şarap şişeleri
cebinde nazımın şiirleri
düşünüyor yüreğine düşeni
hüzünlendim özünden gidene
uzun kış gecelerinden sonra
bahar göğüne sığındım
bir çocuğun gözleri değince maviye
o da hüzünlendirdi beni
yüreğimin eskidiği yerde
elleri soğan kokan analarda buluyorum tesselliyi
o süslü, allı pullu kokan nefeslerine sarılıp
bitecek bir gün zulüm
bitecek hüzün diyorum
sonra bir çocuk çıkageliyor
ahh!işte yine hüzünlendim
var olur mu yok olan şeyler
düşmanlarımı bile bağışlıyorum!
şu yoksul geceler doyuruyor ruhumu
pek zavallı oluşum hüzünlendiriyor beni
tebeşirden çizilmiş dünya
her yerimizi hüzne boyadı
müphem bir diş ağrısıyla kanadı
uçsuz bucaksız yüreğimiz
ahh yine hüznün dibine düştüm !
sarıldım kuş kanadına
yaz şafağına
baktım olmuyor, yürüdüm!
keşfettim tanrıyı gümüş rengi dorukta
kaldırdım örtüleri bir bir
o zaman gömüldüm şiirin denizine
/hüznümden şiir peydahlanır
kuşlar ve çocuklar düşer rahmime
siz bakmayın yazdıklarıma
ahh yine hüzünlendim.../
5.1.2016
5.0
100% (23)