1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1308
Okunma

o ikindiden sonra
kız anası, varsa teyze hala
uzak-yakın akraba
sözü dinlenir bir-kaç kişi daha
önce kızın saçları kınalanır
sonra öğütler sıralanır
“-bak yavrıımm; bu bi(r) nalet halkasıdır”
“-bundan sonura, anan-boban
eşin-dostun, her şeyin gocan”
“-boyuna göre bulusun emme
huyuna göre bulamassın”
“-gocan uzunusa topuklu key
sen uzunusan boynunu ey”
bundan sonura evin;
böğüne gadak evin olan, bobanın evi deği(l), gocanın evi
“biz” deye
anan gile deği(l), onnara deycen ga(y)ri”
aralı gel datlı ol, olur-olmazda anana gelme
kayfaya çıkan bobanın, gardaşıyın,
takkasını önlerine eğdirme”
“-bundan sonura evin ayrı, yolun ayrı
ana-gız değil gonşu olalım gayrı”
“-sık geleninen sovanaşı dıkımlanı(r)
seyrek gelen baldan datlıdı(r)
baklafıyı dadıkdırı(r)”
“-boşuna dememişler
her öyün gelen bulgur aşı yer
bayramdan bayrama geleni baklava bekler,
gerşi ha! biz hiş bişi ğörmedik de!
öyle deler ne bileyin işde!”
“-vardığın yer körüse,
sen de gözüyün birini gapa”
……
“-kimseyi günüleme ,
ona buna fit verme
ilaf davşıma”
….
“-daş daşı, ilaf daşıma”
.
“-gol gırılır yen içinde”
tembihlerini der kızın anası,
yakınnarı..
öğütlerini sıralar ard-arda
“-anan gocayın anası,
boban gocayın bobası
gocanına kakışma
kirli-paslı el içine çıkarma
yüzümü gara çıkarma
söğerken “anasının gızı” dedirme
öğerken “anasının gızı”
desinler sana”
“-gol gırılır, yen içinde galır
her şey dört duvar içinde galır
kocan senin ardaşın
sen de onun sırdaşısın
kocayın sırrını ele verme
dışardan duyduğunu eve getirme
goduğu goduk yerde
duyduğun duyduk yerde galsın..
seni alakadar etmeyen bi şeyi
hele hele gonu-gonşun zarar görce (i)se
gördüysen de “görmedim”,
duyduysanda, “duymadım”
biliyosanda “bilmeyon” de
açık bulduysan bişiy ört üsdüne
ayıp gördüysen gapa
lafı uzadıp sündürme
meremeti elden burakma
meremet etmeyen
meremet görmez unutma”
“-anandan evel ahıra girme
gocandan, böyüğünden evel aşa sunma
gıtlıkdan çıkmış gibi yeme
“dulgarı çocuğu ğibi” önüne çekme
kendi önünden ye
başkasının batmasına göz dikme
sofrada geriye galma
amma Allah ne verdiyse
yeyip sofrayı gurutma
bu öyünün sonrasıda var unutma
elden gelcek deye güvenme
elden geleninen öyün olmaz
olsa da garnın doymaz”
“-hadi ğızım başın bunar,
ayakların göl ossun”
DİPNOT
günülemek: haset, kıskançlık, çekememezlik
fit vermek/kov: kışkırtma, dedi-kodu, birini başkasına kışkırtma
diklenme, terslenmek, karşılık verme
ardaş: birbirlerinin ayıplarını bilip, birbirlerini ayıplarıyla kabul edip, bunu başkalarına sezdirmeyen, ayıp olarak ta görmeyenler
meremet : merhamet, acımak
göz dikmek : kıskançlıkla bakmak, ele geçirme hevesine kapılmak
.
5.0
100% (2)