6
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
2133
Okunma
Buzdan kırlangıçlar gördüm en son rüyamda
şehrin kötü çocukları siyah bir bantla kapattılar gözlerimi
geceye sufle ver Lila dedim- kesti saçlarını Monaliza
İki kuş ölüsü kalmıştı güzden - kara gömdüm sarı bir ağıtla
uzak seslerden sulara atılan yüzümdü / gelseydim
avuçlarında zemheriye güneş düşürmekti ahtım
Çalı bir gülün tanrısıyken kalbine sızdım
tuzdum siyaha bürünmüş raşe
kayadan kum rüzgardan tufan çaldım
Bilinmezlik içinde kurgulandı iki kelime
yazısız taşlarda mihenk ve toprak dediğim
yanlış okundu adım - ökselendim
Hiç bir günceye sığmadın ya
parmaksız el gibi mesala/ soyut
Ekinoks’u kara kışa bırakılmış bahar gibisin/ kendime diyorum
Bir kış masalından büyüdü Nazlı hüzün
saçları kendinden kınalı - yani beyazın solmuş hali
aslında üçe bölmüştük dünyayı - su safir sadom
Hayat çalmaya gidelim şimdi cehenneme
biraz ateş biraz katran biraz aşk
yeniden yarartalım var olmayı /gen etiği yanmış insanın
Şimdi gidiyorum bir şiiri kutsamaya ay vakti
tuza yatırlımış sevdalardan çıkarıp geceyi
Aynı düşe yatmaya/ yol yağmur bulut
Usta neden parmakları üşür en çok hasretin
neden kütüdür fanzinleri insanın
şiirle yıkanmalı her ruh üç vakte kadar
siyah beyazın kirlenmiş haliyse eğer...
CC_
5.0
100% (12)