8
Yorum
17
Beğeni
4,9
Puan
1775
Okunma
ARALIK...
“Bir aralık arala
Aralık olan araları
Aralıkta soğuklar sokulmadan
Ara sıra sıradan
Mesela öp beni ısıtmak için…”
Gök maviyi sevmiş bulutta
Beyaz masum vurulmuş, suçsuz
Ucunda uçurtmalar
Rüzgar kırlangıçların karı
El verse toprak yuva kuracak…
Zeytin de doyurur akşamı
Ya da bir peynirin beyazı sabahı
Başında tezgahını taşıyan simitçiler şahit
Martıların havada uçan çığlığına…
İki lokma bir tekne sallansın rüzgarda
Dalgada kalsın balık limonsuz
Açıkta yuvasız birkaç gemi sallansın dalgada
Köpükte yosun kayalıkta hırçınlık...
Köpükse köpük
Köpeklerle varsın öksürsün öksürüğümüz
Çekilmiş zaten kumsaldan ayak izlerimiz
Resimlerse dünden kalma siyah beyaz
Varsın varsıllığımız olsun…
Uzun bir öykünün özeti
Salıncakta zaman
Avlunun duldasında büyüyen türküler
Ay yırtılıp düşerdi karşıdaki çeşmeye
Bir şiir olurdu şadırvanda…
Meczup geceler tünerken saçaklara suskun
Bakire sözlere kalırdı aşk kelimeleri
Sen düş olurdun kar düşerdi
Resimler üşürdü bir de takvimler…
Saatler titrerdi sarılırdı sonbahara
Bir yaprak salınırdı rüzgarda sarısı saklı
İki kişilik bir bankın tek gölgeli izi kalırdı kaldırımda
Deniz çekilirdi yakamoz dolarken koynuna kıyının
Sızısı çıkardı son sözcüğün dudaktaki izlerine…
Zeytin siyahı bir geceyi peynir beyazı sabah kesti
Yokluğun doyururken mısraların derinliğini
Bir şafak vakti kundaklandı mahzendeki sözler
Ayrılık büyüyüp kutsanırken orta bir yerde
Deniz kabardı ay tutuldu…
“Ben her gece seni öptüm gizlice sevişirmişcesine…”
5.0
94% (17)
3.0
6% (1)