10
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
2775
Okunma
......
Ne çok benziyorduk birbirimize
Aynı tezgahda satılan elma
Aynı uçurumdan kopan iki taş gibi
Senin mavi zengini düşlerin vardı
Benim düşlerinden istifade eden gözlerim
Mütemadiyen mesut olduğumuz bile söylenebilirdi
Yolu hiçliğe düşmeyen birinin geleceği piçliğe düşüyor olsa gerek
Şimdi
Yazları mutsuz ve ürkek, kışları yalnız ve tedirginim
İnatçı aşklar gereği
Deli gibi arayıp duyorum kendimi
Itiraf ediyorum
Dallarına hesap vermek zorunda olan ağaçlar tanıyorum
Çaldığı kapıyı kimsenin açmadığı bilge dedeler
Bir zamanlar
Aynı kuyuya atılmak isteyen peynir tenekeleriydik
Şimdi; teki kaybolan çoraplar cennetinde sefer tasıyız
Düşündükçe deliresi geliyor yaban taylarının
Oysa;
Ne çok benziyorduk birbirimize
Senin gülüşünden mütevellit hayranların vardı
Benim gülüşüne hayranlığım
Sen gül diye keserdim gırtlağını ayrılıkların
Ilk kez ruj sürer gibi, heyecanla
Iki ayağı bir papuca girene kadar kalbimin
Ben de insandım.
Filiz Yüksel
2013
Kocaeli