19
Yorum
31
Beğeni
5,0
Puan
2153
Okunma

// Hastane önünde incir ağacı //
Şairliğim tuttu yine
Şiire durdu gece
Karanlığın gözlerine baka baka kusturacağım içimi
Terli tuzlu izler düşürerek zamanın kül rengi duvağına
Sayfa sayfa soyarak derimi
Yırtıp atarak bir kerede geçmişimi
Sayarak söverek fütursuzca adam akıllı
Rüzgara teslim edeceğim kıvılcımları
Ne kadar dövsem azdır düşleri çünkü
Dumanın kifayetsizliğine sararak bırak diyor bir yandan aklım
Bırak ve bir sigara yak
Yak ki titremesin dudağında asılsız masallar
Yak ki üşümesin eli ayağına dolanan günlerin
Kurak bir iklim hüküm sürmesin papatya mevsimlerinde
Sen sustukça
Yakmadıkça ışıklarını
Savaşlar çıkacak bu şehirde
Rüzgar yakacak değdiği her yüzü
Ve öfkesinden çıldıracak
Dokunamadığında saçlarına
Her mevsim kaç kışa tekabül edecek biliyor musun
Yokluğunda
Olur olmaz yerinden bıçaklarken güneşimi
Soğuk bir yetimhaneye sığınan çocuk gibidir zaman
Kar yağacak belki ağustosta
Güneş üşüyecek utancından
Hele serçeler
Görmen lazım hallerini
Kaç gündür ağızlarını bıçak açmıyor
Ve her sabahın kirpiklerine asılarak düşüyorlar penceremden
Hafif meşrep bir sancı konaklıyor şakağımın tam altında
Paslı bir kurşun sanki fikrimin aynalarına vuran
Endamlı bir keder yarışıyor geceden yadigâr
Sana ellerimle toplasam ebemkuşağını
Kasımpatları bakamazlar yüzüne arından
Hele balkonumdaki kaprisli begonvilleri hiç sorma
İncir reçeli yapmak isterdim aslında sana
Çekirdekleri içinde
Ama yağmurda iki kişilik yağmıyor nicedir
Güneş ısıtmıyor sen yokken kaldırım taşlarını
Na müsait zaman iki gözüm na müsait
Hastane koridorları soğuk ve bir o kadar dar......
5.0
100% (34)