2
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
1933
Okunma

dün bir dağ yamacından derledim seni, ben mevsimin yalancısıydım
giriftar parmak uçlarıma hibe ettim kokunu
saçlarında bir sevda türküsü,
dağların mahrecinden dokundu dudaklarıma
susma asya !
en kanlı sancılardan doğur yüreğimi
ki soğur gözlerimden çırılçıplak bir aşk
.........
başın göğsüme ne kadarda yakıştı
nasılda çok istemiştim gönlüme çöreklenen bu hasreti yenmeyi
ne kadarda özlemişim toprağına belenmeyi
yapraklarında iffetli bir beyazlık
bulutların rimeli akarken masmavi gökyüzünden
cemre durdu
ve akabinde bahar durdu
kibirli olan sadece yağmurdu asya
sevda onurunu paylaşmaz
asla paylaşmaz
ve bakışlarından sıkılan o kör kurşun menzilinden hiç şaşmaz
iliklerinde namusluca dolaşır sadakat
hiç bir rüzgara meyil etmez bu iklim
ben güneşe bakamam asya
gözlerimin kamaştığı kadar ışırsın
ve göz yaşlarımı bir tek sen taşırsın
tebessümü hançerlenip vurulan ilk biz değiliz
kaç ihanete gülümsedi yüreğimiz
kaç veda’ya çelme attık
kaç acıya caka sattık
dağ omuzlarında ağır bir kasavet
nefesin parmak uçlarımda sendeliyor
asya, ben hüzün emiyorum göğüssüz sevdalardan
asya, d/üşüyorum ben
zemheri bir intihar gibi sokuluyor mütemadiyen
bağışlanmamış günahlarla tek kişilik ölünmez
bu sevda yalnız bir ölümle bölünmez asyam
uytun ..........