21
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
2964
Okunma

Çılgın alacası
bir yaşam nakışlandı;
bağnaz karanlığın kasnağına.
Dilenci düşü döndü
başı boş bulutlarda.
Dar bir geçitti yüreği
öl diye fısıldayan kasıma...
Dört mevsimin endamı
doldurdu dünyasını
kandı yalancı bahara
Oysa;
Zamansız açan gelincik
çalmıştı ilk yazın gülüşünü
yeminler dolarken
taç yapraklarına...
Esti alaycı bir rüzgar
çığ gibi düştü
günlerin rahmine.
Savruldu polenleri
uçurum diplerine...
Boynu bükük bir çiçek açtı
sesleri baygın mavi duyan
dağın yamacında.
Sakladı destanını koynunda.
Duman yorganı örtündü
titredi gelin çiçeği
selamını alırken yeşilin.
Bir cenaze kalktı içinden
dakikaların kırılan kanatlarında.
Kanıyordu sıcacık bir merhaba.
Hoşça kal demek istedikçe
dünün tuz bastığı yaralarına...
Gelincik mevsimi diyorlar
o yüzden...
doğal, yalnız ve gururlu
başına buyruk yalnızlıklara...
Ferda Özsoy. —
5.0
100% (33)