12
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
1292
Okunma

Ey beni cennetinden soyutlayan adam
güneşimi laf kalabalığıyla çamura bularken
yerin dibindeki Ares alkışlamıştır seni
ki ne çok sever günahkar ruhları barındırmayı.
Kazanlar kurulsun kapımın önüne
sen ki her akşam bağdaş kurardın ya ruhunla
bir kez görme uğruna
işte tam orada ateşe versinler sevda kokularımı
sular paklasın günahlarımı
sarsınlar beni ayrılık kefenlerine
gömsünler dokuz tahtadan da kalın yüreğine.
Üstüme atılan toprağa dikkat et ama adam
Sibirya topraklarından soğuk olsun
ancak böyle söner bu yangın
Arkamdan sesli ağlama
timsah göz yaşların toprağıma damlasın yeter
hemen anlarım beni ziyarete geldiğini
yalandan ayakkabının topuğuna basmana gerek yok
nice sessiz yürüyüşlerinden de tanırım ben seni bilirsin
cama atılmadan daha bir taş
kokunu getirirdi rüzgarlar burnuma
işte derdim içimden
benim adamım geliyor bir deli poyraz gibi
mutluluklar kucakla sevdanı derdim
uzun boyunla eğilirdin küçücük yüreğime
öperdin en gizli köşesinden
ama çok önce çok.
Şimdi ver son kez
dudak kenarından damlayan balından
bir zemzem suyu şifasıyla yudum yudum içeyim
sonra ellerimi kavuşturup yokluğuna
huzur içinde öleyim.
Ayvazım DENİZ
5.0
100% (20)