10
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
1211
Okunma

Gözlerimde su gibi bir yalnızlık
dökülüp durur gecenin koynuna
ey yokluğunla içime çığlık çığlığa düşen yar
ay gibi şavkınla gönlümü aydınlatıp
yamaçlara gölgesi vururken mutluluğun
korkunun cirit attığı karanlık geçmişime
bir avvuç güneş serperek
tam toplarken eteklerime
çekip giden hayırsız.
Dön de bak eserine
nasılda koyu bir kahve gibi oturdu gözlerime sensizlik
annesiz bir çocuğun gizli gizli ağlaması gibi
nasıl da söküldü düşlerimden sevgisizliğin
söylediğin her yalanı inci gibi dizdim boynuma
hayırsızlığını aldım artık koynuma.
Nasılda inliyor aşk düştüğü uçurum kenarında
tut desem yosun kokan ellerinden
bir denizin genizden gelen sesiyle inlesem
duyarmısın ölmek üzere olan bu çılgın çırpınışları
köpük köpük sahillerine vursam kendimi
kum gibi dağılıp yok olurmusun içimde
yoksa son tekmeyi vurur gibi hasmına
tam ciğerime mi gömersin yokluğunu.
Ahh...Ölemedin bir türlü
ki en ücra köşelerde işkenceye tutulmuştun
gözlerden gönüllerden ırak
yeter bırak kendini
nefesini tutup durma artık
son kez görmeden ölmek istemeyen hasta misali
ellerin yattığın yerde aramasın tütün kokan elleri
gözlerinde bitmek bilmez vuslatın hayalı
gözlerin açık gidecek biliyorum
vakitsiz ölmeye çalışan aşk’ın
bu gönül sensiz neden ölemiyor hayırsız.
Ayvazım DRNİZ
5.0
100% (22)