Hülvani, Mecit, Yoksul bir de beni sayalım Düz yazı yasak bize hep dörtlükle yazalım Mahşerin dört atlısı namı böyle koyalım Kafamızı bozana şiirlerle kızalım
Yazdığımız dörtlükler ısınma niyetine Esas şiirler yolda kalemler dinleniyor Kızanlar çok olursa gireriz diyetine Ama dörtlükler ile ortalık şenleniyor
Hülvani Hocam yazsın hiç susmasın kalemi Yazdıkça açılır o hiç tükenmez enerji Şiirlere dalınca uzaklaşır elemi Biz dört koldan yazarsak hasıl olur sinerji
Kötümser olmamalı hayattan zevk almalı Stress denilen illet tüm illetlerin başı Dostlar ile sohbeti her dem şiar kılmalı Hoşgörü hasletidir sağlığın mihenk taşı
Ölümün adı değil insanları korkutan Her uyku ölüm gibi sanal bir mezar eşer Ölmenin telaşıdır korkusudur ürküten Eğer gerçek olsaydı uyur muydu hiç beşer
Şairlerin yüreği duygusal definedir İmgeler demlendiyse tüketir bekletmezler Kaleme düşen sözler süzülmüş rafinedir Mesuliyet taşırlar her sözü nakletmezler
Şair ağa diyor ki çok karamsar yazmayın Verilen nimetleri ihlas ile tüketin Yaşanacak günler var peşin mezar kazmayın Salih ameller ile mükafatı hakedin...
Mehmet NALBANT
Sonsuz tesekkürlerimle...
Bilirsin ŞAiRAGAM, büyüğe saygım sonsuz Yanımda siz varsanız, mahşere de gelirim. Bırakmam yarı yolda, kalsam da çölde susuz Dost ile yere batar, göklere yükselirim.
Lâkin, bir problem var; bence geçerli sebep Kalbinizi kırmadan bilmem ki nasıl desem. Nerde aksilik varsa, arar, beni bulur hep Hatta hiç söylemesem; bir keffaret ödesem?
Peki...peki, kızmayın; aşikâr edeceğim Sır kalsın aramızda, çaktırmayın foyamı Ata binmeyi bilmem; ben nasıl gideceğim? Uçakla, trenle mi? Yoksaaa...yoksa yaya mı?
Değiştirsek biz ismi; sadece orta kısmı Mahşerin üç atlısı olarak nam salsanız? Ya da, hani diyorum, versem büyük boy resmi Beni resim olarak yanınıza alsanız? :))
Kaş çatmayın ne olur öfke ile bakarak Şakaydı dediklerim; doğrusunu eklerim Bugün deseniz hemen, herşeyi bırakarak Varırım hanenize, kapınızda beklerim.
Yeter ki, siz emredin! "Öl" deseniz de peki Eyerler kıratımı rüzgâra dönüşürüm. Yollarımız hep yokuş, mevsim kış olsa ne ki Gönlümün harı dinmez! Zannetme ki üşürüm.
Hülvani Hocam hasta; yormamak gerek onu Daha mahşer demeden gözleri yaş/arıyor. Ne zaman hatır sorsam hüzünlü hep ses tonu Sanki mezara girmiş, başına taş arıyor.
Gelgelelim Yoksul’a, zikirde olan kula; Güvenilmez değildir; bühtân edemem hâşâ. Derslidir, dersi asmaz, ara vermez okula. Nuh der peygamber demez, ne etsen gider boşa.
Hem zaten kız everdi, başından aşmış derdi Korkarım kaldık yine biz ikimiz başbaşa. Hiç endişe etmeyin, ben ki sözünün merdi Hazırlıklar tamamsa su katmam pişmiş aşa.
Telefonum çalıyor, evden arıyor eşim Eyvaah nasıl unuttum! Gel de bu düğümü çöz! Gizlice konuşurken yarıda kalmış işim Bulaşıklar bitince, geleceğim; sözüm söz! :)))
Yine de bir düşünün; kelâma konmaz yasak ilham alır gönülden, bağı bahçeyi gezer. Bu devir hangi devir? Kalem olur mu tutsak? İster düz yazı yazar, isterse inci dizer.
Bildiğim üç kelime sonuncuyu harcadım :( Minderde siz var iken, bana haram olur nam. Bir şiir yazdım amma, inan olsun kocadım Meydan sizin, şan sizin! Yürüyün ŞAiRAGAM... :)))
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sonunda şu kafamın tasını attırdılar Bir yandam Mecit Aktürk, biryandan şairağa Don Kişot'a benzedim, aklı oynattırdılar Tavşana kafa tutmuş, yarışır kaplumbağa . Şu an başım man kafa, yazmaya kelime yok Ses çıkmaz ağa gibi, ahkam kesmez garibim Başkasına der iken, ilacım kelime yok Yavaş yavaş mitralyöz parlıyor muzdaribim . Defter tabağım oldi, kalem ise çatalım Pilavın tepesine batırdım kalakaldı Bunca gülüşen dosta hangi kaşı çatalım Niza ile üç kuruş bizim bakkala kaldı . Bak bi hülvâni hocam dediklerimi dinle Ben sokak dövüşcüsü onlar rinklerin şahı İnşallah göz morarmaz bu imânla bu dinle Üstlerine kalmasın, çoluk çocuğun âhı . Birşey gelirse başa sorumlusu bunlardır Zaten daha şimdiden üşüttüm ben galiba Kılsız başın suçlusu; keldeki sabunlardır Plakası ağaymış, korku kaldı intiba . Ben öyle çok konuşmam, bir kaynana değilim Sürçülisan ettiysem kusura bakmayın siz Bu yoksulun gönlünde sevgiye var eğilim Ben küçücük papatya, tabak tabak mayın siz
yok,sul tarafından 10/25/2013 6:52:17 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ben biliyor ve inanıyorum ki bu hasta yorgun şairi kimse üzmez incitmez her daim gül sunar dostuna. Yoksul kardeşimde bunlardan biri her şey bir latife bütün gönül dostlarına selam olsun.
Yoksul kardeşim; ne o, beni güçsüz mü buldun? Ben dostları dinlerim dövülmeye alıştım Rinkler sokak fark etmez dayak yemeyi bildim Kader diyelim artık dayak yedim dolaştım...diyesim geldi.
Yoksul takma kafana keyfine göre takıl Dünyanın derdi bitmez hele de paran çoksa Çok takarsan kafana ne kıl kalır ne akıl Dünya beş para etmez bir gönül dostun yoksa...
Ben biliyor ve inanıyorum ki bu hasta yorgun şairi kimse üzmez incitmez her daim gül sunar dostuna. Yoksul kardeşimde bunlardan biri her şey bir latife bütün gönül dostlarına selam olsun.
Yoksul kardeşim; ne o, beni güçsüz mü buldun? Ben dostları dinlerim dövülmeye alıştım Rinkler sokak fark etmez dayak yemeyi bildim Kader diyelim artık dayak yedim dolaştım...diyesim geldi.
Yoksul takma kafana keyfine göre takıl Dünyanın derdi bitmez hele de paran çoksa Çok takarsan kafana ne kıl kalır ne akıl Dünya beş para etmez bir gönül dostun yoksa...
bulaşık yıkıyormuş valla kendi ağzıyla söyledi bende şiirin yalancısıyım
mesela bir çorba yapsa içindin mümkün yok kıl çıkmaz :)) yanii herşeyimle bahse tutuşurum bu hususta
ayrıca şaşıymış ki gözlüksüz şeşi beş görüyor anlaşılan iyi işte sıkılmaz kendi kendine çift kişilik oturur hatta tavla bile atarlar sanırsam da yenilen nasıl belli olacak bilmiyorum
dostlarıma saygı sevgi canı gönülden ağız tadı dilerim efendim
siz dua edin keyfim yok yoksaaa kırar geçirirdim ortalığı mecit beye sorun o biliyor....
:)))))))
SAYGILARIMLA...
yok,sul tarafından 10/25/2013 6:02:16 PM zamanında düzenlenmiştir.
Gönülde ne varsa kaleme o dökülüyor. Yine harika bir şiir okudum sayfanızda. Daim olsun gönül güzelliğiniz. Tebrik ederim. Hayırlı Cumalar. Sağlıcakla.
Şiirin adı, şiir,resim ve sayfa düzeni harika. Peşinen tebriklerimi sunuyorum. Selam ve Dua ile Hayırlı cumalar. _____________________________________
Güzel bir ekip oldu mahşerin dört atlısı İnşallah bu dostluklar gider mahşere kadar Şair ağayı geçin üçü dünya tatlısı Gönül dostu var ise ne gam kalır ne keder
At'a binmek bir ayıp inmekse binbir ayıp Merak etme Gardaşım çözümler hiç tükenmez Sana merkep buluruz doruk bir attan sayıp:)) Dost derdi dosta söyler anlatmaktan çekinmez
Her gün dörtlük artıyor bu nereye varacak Ustasın biliyorum saygım var hitabına Bilirim MECİT AKTÜRK bir gün rekor kıracak Şüphem yok girecektir rekorlar kitabına
Bu gidişle geçersin Manas'ın destanını İlham denen sermaye tükenmiyor Maşallah Tarihler yazacaktır şiirin sultanını Bize de bir pay düşer imgelerden İnşallah
Nitelik asıl olan nicelikten ziyade Eminim anlatırsın bir mısrayla çok şeyi Sana yetişek derken kalmayalım piyade Şairlik sanatında çoktan döndün köşeyi:))
Okuyan keyif alsın başka amacımız yok Kızanlar da olursa bir zahmet yazıversin Aşırı hırsımız yok Hamdolsun karnımız tok Biz tavuğa razıyız ellere kazı versin
Hülvani hocam hassas her şeyi dert ediyor Şöyle bir sirkelense hepimizi tuş eder Aldığımız her nefes ömrümüzden gidiyor Baharı veren Mevla bir gün gelir kış eder
Yoksuluma gelince pek bulunmaz emsali Belli ki çok yoğundur dünyevi işler ile Bir çıkar bir kaybolur karabatak misali Kızını gelin etmiş gözünde yaşlar ile
Aslında çok şanslısın kıymetini iyi bil AGA dörtlük yazarsa üstüne dörtlük olmaz:)) Seni seçmiş bir kere yaverliği paye bil Güreşin ağasıdır çok kimse bunu bilmez
Ay sonu gelip çattı ödemeler bekliyor Muhasebe soruyor ne olacak tediye Şairağa kaptırmış dörtlükleri ekliyor Dedim şiirler verin borç yerine hediye:))
Bir eksik yazıyorum bu da sana jest olsun Bir düzine yazmışsın Kalemin sana sırdaş Yazacak çok şey var da başka zamana kalsın Allah ömürler versin yürü be MECİT GARDAŞ...
Mehmet Bey Hocam coşana değil coş-turana bakınız.Sizler gibi değerli Hocalar Ahrazı dillendirir, dizelerinizi okuyunca can geldi gözlerime kalem yazmaya başladı enerjim bitene dek.
HÜLVANİ Hocam coşmuş. Kaleminin gücü sağlığının gücüne yansıyacaktır Allahın izniyle. Bu dizelerin üstüne dörtlükler yazarsam Kalemimin bana küseceğinden kesin eminim. çaktırmadan Mecit gardaşımın kalemini aldım onunla bir dörtlük yazam bari:))
Hülvani BAŞTUĞ hocam başımızın tacısın Rabbim seni korusun türlü şer ve nifaktan Çaresiz gönüllerin çaresi ilacısın Mutluluk kucaklasın dertler geçsin uzaktan
Bu mükemmel dizelere cevap yazmak haddimi astigindan artik biraz kacak güresiyorum. AGA'nin dizeleri üstüne siir yazmak mümkün mü :))
Sitede nal seslerinden gecilmiyor :))
Acele yola ciktigimizdan dizeleri deme yatiramiyorum, kusura bakmayin. (dogrusunu söylemek gerekirse dem'lemeyi hic beceremedim-aramizda kalsin :)
Mahşerin Dört Atlısı -II-
Madem meziyet bildik dostluğa sadâkati Ferâgat vazifemiz zaman sermayemizden. Merkep bana kalsa da, siz alsanız da atı Zerrece sapma olmaz hedeften, gâyemizden.
Lâleye benzer boynum; her selâma eğiktir Sînem yansa, kavrulsa, hazırdır elimde gül. Zannedenler olsa da, tebessüm yüze yüktür Bizim için servettir; budur en büyük ödül.
Ben ki ahır ömründe bir AĞA'ya yaverim Düşsem dar dehlizlere demem ki çoktur derdim. Yaşım inkâr etse de, turp gibi cengâverim Yedi başlı dev gelse, kaçar isem namerdim.
Gönül arzu eder ki, ekip vermesin fire Kuşanıp zırhımızı rüzgârla yarışalım. Dar gelsin hızımıza zaman, mekân, yerküre Engel ise Kafdağı, onu bile aşalım.
Pâyemizdir diyerek dosttan gelen alkışa Uğurlayan herkese sevgimizi sunalım. Ayazı dondursa da, aldırmayalım kışa Çöllerden geçer iken, serâba dokunalım.
Okunsun okullarda ders diye efsanemiz Kapı aralayalım, bir masal âlemine. Girene saray olsun geniş gönül hanemiz İz düşsün izimizden tarihin kalemine.
Mutluluk sebep olsun ağlarken incilere Herbirimiz usulca kalplere süzülelim. Sevgiden set vuralım tüm acı, sancılara Gam yükünü yüklenip, bir tek biz üzülelim.
Taşalım bir sel olup, gönül pınarımızdan Hece hece dizeye, şiire dönüşelim. Asla tâviz vermeden edep ve arımızdan Destanla hayat bulup, tarihe not düşelim.
Silinmesin izimiz, asırlar geçse dahi Mahşerin dört atlısı yaşasın sonsuza dek. Yayılsın dilden dile, duyan sansın ki sâhi Başımız göğe ersin; göklere yükselerek.
Gülerek, tan doğarken, güneş olup yüceden Sevdalı yüreklere ısımızı yayalım. Hesabını soralım mehtapsız her geceden Şayet özür dilerse, sevabına sayalım.
Olmaz ya! Ecrimizi, yazmazsa Münker Nekir Kaybolsa, kalmasa da elde tek kanıtımız. Eminim mahzunlaşmaz mahşer günü bu Fakir Şahit olur, ses verir, dünyadan anıtımız.
Merkep üstünde çizdim güzergâh rotasını Alay edip benimle, bozmayın bu neşemi. Varsa dahi görmeyin, garibin hatasını. Ardımdan duanızı esirgemeyin e mi?
BAHTIMA DÜLDÜL DÜŞTÜ Firdevs’i bir baharda güneş doğmuş gibiydi Heceler gülüyordu; gül misali, bahçemde… Sayfam çiçek tarlası; dost, bunun sebebiydi. İmdadıma yetişti… İlâç gibi, son demde. . Mecit kardeşim salmış gönlünden rayihalar… Şifa oldu derdime; ışıldadı gözlerim. Mutluluğum tavanda; gönülde şahikalar… Aldığım enerjiyle koşar her hal dizlerim. . “Mahşerin Dört Atlısı” nam salmışız dünyaya. İsim konmuş dörtlüye, ben hiç inanamadım. Dizimde dermanım yok… Onlar atlı, ben yaya.. Bahtıma düldül düştü.. Kılıç kuşanamadım. . Tabi bu bir espiri… Çete falan kurmadık. Kılıcımız kalemdir; şiir, bizim atımız… Ata binmedik bizler, sinek dahi vurmadık. “Gönülleri fethetmek, hoş tutmak;” muradımız. . Mehmet Nalbant hocamız, başımızın tacıdır. İsmi ile müsemma; “şairlerin ağası.” Büyüğümüzdür elbet… Her derdin ilacıdır. Dökülür kaleminden şiirlerin en hası. . Arabasına bakan ne dediğimi anlar: Plakasına bile AGA diye yazdırmış. İpek gibi yüreği… Sakın ürkmeyin canlar! Şair ağam, adını yüreklere kazdırmış. . Yoksul kardeşimizin sesi bile çıkmıyor. Sanki bir b/ilgisi yok bunca olan bitenden.. Oralı da olmuyor; ışığını yakmıyor. “Cenge hazır değilmiş…” Anladık kispetinden.. . Bu, böyle sürer gider; dostların arasında. İşimiz muhabbettir; arz-ı endam ederiz. Olmaz gözümüz asla kimsenin parasında.. Yunusun yolundayız; ağır aksak gideriz. . Hülvani BAŞTUĞ
Mehmet Bey Hocam coşana değil coş-turana bakınız.Sizler gibi değerli Hocalar Ahrazı dillendirir, dizelerinizi okuyunca can geldi gözlerime kalem yazmaya başladı enerjim bitene dek.
HÜLVANİ Hocam coşmuş. Kaleminin gücü sağlığının gücüne yansıyacaktır Allahın izniyle. Bu dizelerin üstüne dörtlükler yazarsam Kalemimin bana küseceğinden kesin eminim. çaktırmadan Mecit gardaşımın kalemini aldım onunla bir dörtlük yazam bari:))
Hülvani BAŞTUĞ hocam başımızın tacısın Rabbim seni korusun türlü şer ve nifaktan Çaresiz gönüllerin çaresi ilacısın Mutluluk kucaklasın dertler geçsin uzaktan
Bu mükemmel dizelere cevap yazmak haddimi astigindan artik biraz kacak güresiyorum. AGA'nin dizeleri üstüne siir yazmak mümkün mü :))
Sitede nal seslerinden gecilmiyor :))
Acele yola ciktigimizdan dizeleri deme yatiramiyorum, kusura bakmayin. (dogrusunu söylemek gerekirse dem'lemeyi hic beceremedim-aramizda kalsin :)
Mahşerin Dört Atlısı -II-
Madem meziyet bildik dostluğa sadâkati Ferâgat vazifemiz zaman sermayemizden. Merkep bana kalsa da, siz alsanız da atı Zerrece sapma olmaz hedeften, gâyemizden.
Lâleye benzer boynum; her selâma eğiktir Sînem yansa, kavrulsa, hazırdır elimde gül. Zannedenler olsa da, tebessüm yüze yüktür Bizim için servettir; budur en büyük ödül.
Ben ki ahır ömründe bir AĞA'ya yaverim Düşsem dar dehlizlere demem ki çoktur derdim. Yaşım inkâr etse de, turp gibi cengâverim Yedi başlı dev gelse, kaçar isem namerdim.
Gönül arzu eder ki, ekip vermesin fire Kuşanıp zırhımızı rüzgârla yarışalım. Dar gelsin hızımıza zaman, mekân, yerküre Engel ise Kafdağı, onu bile aşalım.
Pâyemizdir diyerek dosttan gelen alkışa Uğurlayan herkese sevgimizi sunalım. Ayazı dondursa da, aldırmayalım kışa Çöllerden geçer iken, serâba dokunalım.
Okunsun okullarda ders diye efsanemiz Kapı aralayalım, bir masal âlemine. Girene saray olsun geniş gönül hanemiz İz düşsün izimizden tarihin kalemine.
Mutluluk sebep olsun ağlarken incilere Herbirimiz usulca kalplere süzülelim. Sevgiden set vuralım tüm acı, sancılara Gam yükünü yüklenip, bir tek biz üzülelim.
Taşalım bir sel olup, gönül pınarımızdan Hece hece dizeye, şiire dönüşelim. Asla tâviz vermeden edep ve arımızdan Destanla hayat bulup, tarihe not düşelim.
Silinmesin izimiz, asırlar geçse dahi Mahşerin dört atlısı yaşasın sonsuza dek. Yayılsın dilden dile, duyan sansın ki sâhi Başımız göğe ersin; göklere yükselerek.
Gülerek, tan doğarken, güneş olup yüceden Sevdalı yüreklere ısımızı yayalım. Hesabını soralım mehtapsız her geceden Şayet özür dilerse, sevabına sayalım.
Olmaz ya! Ecrimizi, yazmazsa Münker Nekir Kaybolsa, kalmasa da elde tek kanıtımız. Eminim mahzunlaşmaz mahşer günü bu Fakir Şahit olur, ses verir, dünyadan anıtımız.
Merkep üstünde çizdim güzergâh rotasını Alay edip benimle, bozmayın bu neşemi. Varsa dahi görmeyin, garibin hatasını. Ardımdan duanızı esirgemeyin e mi?
BAHTIMA DÜLDÜL DÜŞTÜ Firdevs’i bir baharda güneş doğmuş gibiydi Heceler gülüyordu; gül misali, bahçemde… Sayfam çiçek tarlası; dost, bunun sebebiydi. İmdadıma yetişti… İlâç gibi, son demde. . Mecit kardeşim salmış gönlünden rayihalar… Şifa oldu derdime; ışıldadı gözlerim. Mutluluğum tavanda; gönülde şahikalar… Aldığım enerjiyle koşar her hal dizlerim. . “Mahşerin Dört Atlısı” nam salmışız dünyaya. İsim konmuş dörtlüye, ben hiç inanamadım. Dizimde dermanım yok… Onlar atlı, ben yaya.. Bahtıma düldül düştü.. Kılıç kuşanamadım. . Tabi bu bir espiri… Çete falan kurmadık. Kılıcımız kalemdir; şiir, bizim atımız… Ata binmedik bizler, sinek dahi vurmadık. “Gönülleri fethetmek, hoş tutmak;” muradımız. . Mehmet Nalbant hocamız, başımızın tacıdır. İsmi ile müsemma; “şairlerin ağası.” Büyüğümüzdür elbet… Her derdin ilacıdır. Dökülür kaleminden şiirlerin en hası. . Arabasına bakan ne dediğimi anlar: Plakasına bile AGA diye yazdırmış. İpek gibi yüreği… Sakın ürkmeyin canlar! Şair ağam, adını yüreklere kazdırmış. . Yoksul kardeşimizin sesi bile çıkmıyor. Sanki bir b/ilgisi yok bunca olan bitenden.. Oralı da olmuyor; ışığını yakmıyor. “Cenge hazır değilmiş…” Anladık kispetinden.. . Bu, böyle sürer gider; dostların arasında. İşimiz muhabbettir; arz-ı endam ederiz. Olmaz gözümüz asla kimsenin parasında.. Yunusun yolundayız; ağır aksak gideriz. . Hülvani BAŞTUĞ
cehennemden azat olmadık amma düşünüyorum da şairler cennette ne yazar.
kalem size yakışıyor... ne kırıyor ne kırdırıyor... şu şiir biraz da size tarif ediyor
"Zulmü Alkışlayamam
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım! ... -Boğamazsın ki! -Hiç olmazsa yanımdan kovarım. Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam; Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam. Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale; Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale! Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum! Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim, Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim! Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım! Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu... İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu?
Mehmet Akif Ersoy"
kaleminiz daim, muhabbetiniz hep böyle ilham olsun cümleye... nice yıllara:)
BAHTIMA DÜLDÜL DÜŞTÜ . Firdevs’i bir baharda güneş doğmuş gibiydi Heceler gülüyordu; gül misali, bahçemde… Sayfam çiçek tarlası; dost, bunun sebebiydi. İmdadıma yetişti… İlâç gibi, son demde. . Mecit kardeşim salmış gönlünden rayihalar… Şifa oldu derdime; ışıldadı gözlerim. Mutluluğum tavanda; gönülde şahikalar… Aldığım enerjiyle koşar her hal dizlerim. . “Mahşerin Dört Atlısı” nam salmışız dünyaya. İsim konmuş dörtlüye, ben hiç inanamadım. Dizimde dermanım yok… Onlar atlı, ben yaya.. Bahtıma düldül düştü.. Kılıç kuşanamadım. . Tabi bu bir espiri… Çete falan kurmadık. Kılıcımız kalemdir; şiir, bizim atımız… Ata binmedik bizler, sinek dahi vurmadık. “Gönülleri fethetmek, hoş tutmak;” muradımız. . Mehmet Nalbant hocamız, başımızın tacıdır. İsmi ile müsemma; “şairlerin ağası.” Büyüğümüzdür elbet… Her derdin ilacıdır. Dökülür kaleminden şiirlerin en hası. . Arabasına bakan ne dediğimi anlar: Plakasına bile AGA diye yazdırmış. İpek gibi yüreği… Sakın ürkmeyin canlar! Şair ağam, adını yüreklere kazdırmış. . Yoksul kardeşimizin sesi bile çıkmıyor. Sanki bir b/ilgisi yok bunca olan bitenden.. Oralı da olmuyor; ışığını yakmıyor. “Cenge hazır değilmiş…” Anladık kispetinden.. . Bu, böyle sürer gider; dostların arasında. İşimiz muhabbettir; arz-ı endam ederiz. Olmaz gözümüz asla kimsenin parasında.. Yunusun yolundayız; ağır aksak gideriz. . Hülvani BAŞTUĞ
Mecit Kardeşim sizin olduğunuz her yerde ölüme de gelmeye razıyım biliyorum ki yorulup yolda kalsam da elimden tutar kaldırır finişe götürürsünüz. Fazla söze gerek yok. Usta kalem yüreğinden akıtmış gülden nazik kelâmlar BUNA ANCAK ŞAPKA ÇIKARTILIR BENDE ÖYLE YAPTIM.
Mutluluğun daim ilhamın bol olsun değerli kardeşim Hayırlı Cumalar diliyorum.
Selam ve DUA ile.
hülvani tarafından 10/25/2013 8:02:23 PM zamanında düzenlenmiştir.
hülvani tarafından 10/25/2013 8:03:09 PM zamanında düzenlenmiştir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.