10
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1305
Okunma

Şehirlere küsüm en çok
her seferinde aydınlattım zannedip
karanlık sokak lambasıyla karşılaması
içimi vakitsiz yağan kar gibi üşütür
çöp kenarlarında gecenin soğuk yüzüyle yıkanan
elindeki poşetten ölüm çeken
çocuklara küsüm en çok da beni ağlatıyorlar diye
onlar gülse güleceğim biliyorum
ben bayramları hep böyle düşlüyorum.
Gece uyanırım sahipsizliğin soğuk bakışlarıyla
yüzüme sırıtan ay’ın şavkını kovmak için
balkonun demirlerine sererim gölgemi
kendim gibi öksüz yürekler
çöp tenekesinin etrafına serilmiş bana bakar
karınları tok mu sormaya gerek yok
aç gözleri sokağa dökülmüş içimi kor gibi yakar.
Yarın bayram öyle mi?
Kime bayram? Zengine
Kime bayram? Çalışana
peki o çocuklara bayram ne zaman?
Zayıflıktan yüzlerinin avurtları çökmüş
küçücük bedenlere bir lokma et giydirilir mi
yoksa görülen yerde vur emri mi verilir gözlere
her bakış da biraz daha çökerler çöpün yanına
ve her günkü gibi biraz daha batarlar mutsuzluğun kanına.
Ve yarın bayram öyle mi?
el öpecek kimsesi olmayana
şeker almak için kapıyı çaldıklarında
köpek yavrusu gibi kovalanana
etini sıyırıp kemikleri verdikleri açlara
bayram ne zaman?
Onlara bayram olduğunda bana haber verin
kara suratlarını ben yıkayacağım
işkence görmeden yurtlarda
ben giydireceğim gökyüzünün en mavisini
ilk ben öpeceğim gülen yanaklarından
unutmayın ama haber verin
bayram ne zaman?
Ayvazım DENİZ
5.0
100% (12)