3
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1863
Okunma

bir sonbahar yanılgısıydı
saydam bir karaltı
yoktun
gelmedin yine
demli bir rüzgâr oturdu yerine
sildi ıslak dudağımı
doldurdu bardağı
içti seni yerime
tükendi cemreler
dağıldı cümleler bir bir
tökezlendi umuttan cürümler
seni tanımayan gemiler geçti arada
suyun yüzünü yararak
yanakları okşayan gözleri ışıklı yabancılar
neşeyle koşuşan çocuklar
küçüldün büyüyen irislerimde
nemi vardı koca denizin
bir sürü mâzereti hiç susmadık dilinin
seni yok
ikide bir dudaklarıma ilişen mendilin
son şarkılar kadehlere kaldı yine
sesinin sıcaklığı rüzgâra
ne yapsam dinmedi
içimdeki o şiddetli sulta
gelmedin
yoktun
yansın istedim deniz
kırılsın dağlar tuzla buz
şimdi yapayalnız yürüyorum sahilde
dilimi törpüleyen bir Arnavut türküsüyle birlikte
kabûl etmesem de
üşüyorum sensizliğe
yokluğunun varlığı sarılı boynuma
sağır sanrılı sarı güller gibi
beynimde rakseden çengeller
adam boyu
adım boyu...
işte son durum bu
hayat sendromu
sen durumu!..
ToprağınSesi
.
5.0
100% (9)