1
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
2628
Okunma

anlayacağın
güvercin gibi öksürüyorum geceleri
tedirgin yağan bir yağmur gibiyim
gözlerimden uçamayan kuşlara kırgınım
türkülerin nakaratında üşüyüp solfejlerde ağlıyorum
yılkı olup bozkırlara gitmek geçiyor içimden
karanlığı ateşe vermek bir ucundan
kararsızım
yaralıyım derinden
aslında sana gözlerimi getirecektim
yorgun lastik ayakkabılarım
ayıt çiçeği kokarken ellerim
çaresizim
yine güz
yine göçmen kuşlar geçti içimden
nar ağaçlarında yarılırken çığlığım
avuç dolusu hüzün serpiliyor içime
sararmış yaprakları topluyor kalbim
başımda dönence deli bir rüzgar
bir savaştan bir savaşa
perişanım
kaynıyor şıraların pekmeze evrildiği kazan
bilumum Ortadoğu kokuyor ağzım
bu kaçıncı imla hatası şafaksız kelimelerden öptüğüm
yetmedi mi
gölgesinde barınmak savaşların
diyorum ki
bir gün
dilime koyduğunuz bütün acıları yutacağım
gözlerimden geçerken yağmur yüklü bulutlar
göğü kucaklayıp
kalbime hüzünleri sıkıp gideceğim
üstüme döktüğünüz acılardan
bir ağıtlık borcum kalacak size
şakaklarıma konan güvercinleri de vurun
yoruldum
saklamaktan çığlıklarımı
umudu asmak nedir bilir misiniz
ölümü çiğneyip savaşlarınıza tüküren çocukları
silin şimdi silebilirseniz gözlerinizden
bazen "öldürmekten daha kuvvetlidir ölebilmek"
Ekim2013/Antalya
Sıtkı Özkaya