5
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1690
Okunma
Sırat bir köprüdür, kollarımdan kesilmiş törpüdür, Dante amca neresindeyim ömrün
ben hibe etmiştim mor bir kuşa- ellerime kafes gözlerime üç ağaç ve sarı bir güz
beş yaprak ölüsü topladım bu gece, agır bir kadavra ve bir şiir, soğumuş Budha heykeli
karinam cehennem agır bir gözaltı mukkedes iguanalar ve yırtılmış sureti ihram
Anne yüzüm nerde, ne oldu bana neden esmerim hani o masalda unutulan dağ
birde aşk vardı ya da ben öyle biliyordum yani duymuştum çok eski putlardan
herkes sürgünken kendi coğrafayasından Mesih ağır bir güz gettir ama ekim...
Dokuz meridyen geçer gözlerinden bir karanfilin su üşür eğilir güz
ateşin mavisinde görünür Zerdüş, yedi şaman ağlar ekseninde bir gölgenin
hiç bir dilde anlatılmaz suskunluk çok sesli döngüsünde bir yaranın
larvalar çıkarır bir kalbin haritasını...
Bir şiirin olsun seninde cesetime yakışan afilli nihavent
sonra bir resmimi koy bulutların arkasına ki yağmur...
Annen yüzünü sorsun unut- kapı sürgündür sokağa
ve Ankara yağmalansın varsın- yıkılsın kuzeyınden başlayıp
eğilsin güz tırnaklarında ama sakın ağlama
bir şiirim olsun sana diyedir dizedir dilsiz izbedir lakin
kalbin tümörüdür- siyanürüdür zehridir zifti ziyanıdır
Temrin kaçıncı uyku parçlanan düş, yüz görümlük kırık güz ezgisi
kırık ayaklı papatyalar suya ateşe toprağa şimdi orda
ağır bir yaranın kıyısında unuttum yüzümü eğildi güz üç ağaç
beş yaprak kopardım dört mevsimden kırıldı rüzgar
kanı yeşerttim ve bir masada bir şiirle eğildi güz
Anne yüzüm nerde, son masalımı da bitirdim hadi söyle...
daha öleceğim sonra anla işte biraz araf biraz ateş biraz kül
Şimdi bölüncegim bir yanım cam magma bir yanım
ağzından öpeceğim eğilen bir güzü
şimdi son bir kare içinde altı cümle
çekeceğim kökümü topraktan toprak olmak şartıyla
CC_
5.0
100% (11)