8
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1630
Okunma
kaç eylül daha eskiteceğiz yüreğimizde canözüm
kaç hazan yeniden tutuşacak göğsümüzde
ardımıza bakmadan kaç defa söyleyebiliriz ’aşk’ dillencelerini
kaç kez daha gönlümüzü sorgulardan arıtabiliriz
bakışlarımıza umutsuzluk
yarınlarımıza hazan ekmeden sevebilecek miyiz söyle
yangınlardan kaçmadan
her küle döndüğümüzde susmadan
bakmadan eylül kadar hüzünlü aşka
sevebilecek miyiz
ah yârim
kor ateşlerde üşümüşlüğümüz yanımıza kâr kalacak mı
gözlerimizin kıyısında bakışlarımız berraklığından utanacak mı
yakacık bizi yakacak mı
değilse; gölgesi düşecek de eylülün çöllerde sahra ıslanacak mı
ah
kaç defa bitirdim kendimi bilemezsin
kaç uçurumdan ötelere bıraktım benliğimi
kaç defa sus düştü dilime de diyemedim
kaç kez yetim kaldım sır perdelerinde
suyu tutamıyorum kirli avuçlarımda canözüm
darağacım hazır yaprakların düştüğü yerde
kendimi boğuyorum kendi ellerimle
usul usul çekiliyorum kentimden
iliklerimde bir günah
gün gibi aşikar acım
ömrümün utancındayım
gururum mağrur basmıyor artık
adımlarım ürkek
yollar nasıl da uzuyor önümde bilsen
sol yanım tedirgin canözüm
sol yanım ağrılı
dersem ki;bir gün ’seni hiç sevmedim’ diye
külliyen yalan sakın inanma buna
hadi bana bir söz söyle şimdi
sustur günahını dillerimin
sal senliğe tedirginliğimi
yak sıcaklığında titrek yüreğimi
sevdanla kavur ki bir kez daha üşümesin ellerim
bir hazan düşür yangınımın ortasına
ki ıslansın ahlarım eylül yağmurlarında
........
5.0
100% (6)