7
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
1287
Okunma
işte bu yüzden şahitlik etti tüm şiirler
faili meçhul ölü aşkların gölgesine
kararmış mısraların ellerinde tutanaklar
geceye yüz sürmüş sürgünlükler büyüttü bir yalnızlığı...
mecalsiz akşamlarda
hep şarap içti güneş dağ eteklerinde kızılca
ağustos sancısı günceler serildi birden bire
ilkin eylül yağdı sarı saçaklara
ardından kırlangıçların kuyruğunda kaldı rüzgar
tanrılardan IŞIK çalan çocukların ellerinde bir tutam umut
dokunmadı hiç parmakları çanlara
durulmuş akarsuların derinliğinde bir ses
savaş çığlığı kabuslar düştü yeryüzüne...
kanadı gök...
utandı "doluay"
şimdi yağmur yüklü gri bulut örtemese yüzünü
kan dökecekti gelincikler...
sarmaşıkların arasında oyuncaklar
mayın tarlası bir oyun bahçesinde salıncaklar
durdurulmuş saatlerin içinde uçuşan kelebekler
acı şarkıların dudak ısırtan ezgisi çöker...
işte hep bu sıralar
mütemadiyen diri dik göğüslü bir ana kan emzirir kucağındakine
nasırlı elli bir baba camları kırar mahsun bakışlarıyla
çatlak topraklara saplanan şarapnellere inat...
kudüs kabeye sarılı
evren bir kaç yıldıza
üç keşiş dört kitaba dolalı
kristal dualar ve barış haykırışı...
önce yüz çocuğu öldürdü iki patlamaya hazır plastik
binlercesi pimi çekik bir savaşın eşiğinde izledi kendi ölümünü
kördük karanlıktık en çok da
kana susamıştık...
oysa şimdi aşka dair ucuz şiirler yazmak vardı
vasıllığımı kenara atıp
iki kişilik küflenmiş sevgi kelimeleriyle
kan kusmuğu tükürmeseydim şimdi
bu kadar çok aşka küfretmeyecektim akşam üstleri....
kahretsin ki aklımda başka şeyler var
yoksa...
.
.
.