1
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1005
Okunma
içinde duygu barındırmayan barınaklarda seviştik
ruhlarımız suyun kaldırma kuvvetine benziyordu
her ceset sadece şişince yüzeye ulaşabiliyordu
aşk diyorduk, ekmek diyorduk, devrim diyorduk
omzumuzda bir bıçak yaşamak, kalkmak diyorduk
yaşatmaya mükellef denetimlerle özgürlük biçiyorduk
olmadı ;
deprem oldu, duvarların arasında nefes aradık
sel oldu , çamurun içinde Tanrıdan merhamet aradık
suç oldu, mülteci kamplarında boş gözlerle ilticaydık
yaşam başlığı icat edildiğinden beri sadece ölümü aradık
sahi ölünce bir insan nasıl kokuyordu?
İnancın en güzel yanını keşfettik hissettikçe, cesede saygı
sahi yaşatabilmek için cesaret mi gerekiyordu?
misyoner ile milyoner arasında bir bağ kurabilseydik
uzaklardan gelen bir koku diyerek
yürümeye devam edebilirdik belki de
galiba
yetmiyordu ; galiba insan yetinemiyordu
birileri sağ gösterip soldan ilerlemek istiyordu
doğruya ağlayan inançlara aç mağduriyetlerimizi sevdik
ve sorular sormayı bilgelere sonsuz mutluluklarla ilgili
olmadı, olmuyordu...
.