5
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1602
Okunma
yatır beni en sevdiğin sözlerimin üstüne
intikam neymiş gör o zaman
hiç kimse muska yazdırmıyor şair olmak için
hiç kimse eski bir fanilayı taşımıyor geleceğe
küçülen bir yorganı
büyüyen çocuklar iğrentiyle itiyor ranzadan
diazemli bir yutaktan gidiliyor geleceğe
aşk’a kalsa öç
sünepe bir neyçedir suzinak hırıltılarla
büyüleri gizlemek için paçavralara
önce bir çingene seveceksin
senden geriye artık ne kaldıysa
faza süslü gözyaşları boş laf boş cinnet
ya da adından artık bana ne kaldıysa
kimilerine göre babaanneler doldururmuş kadife kırpıntıları
tentürdiyot kokulu enfiye kutularına
bir intikam öyle yakın ne vakit algılanır
ölüm kısadır sevgili
bir de dirim dertli
kalpten yapılınca
tutar mı ki her büyü kalbinde
bu eylül intikamı yalnızca yalnızlık alacak bizden
içimizdeki yaratık ölmezse geri döneriz emsalimizden
kısır kalbimizdeki mihnet duygusu yaralanmazsa
şükrederiz belki de
büyü de şükreder öcünü alan şiirden belki de
alicengizoyunu
(… kapı kapı gezme ey sevgili… unuttun mu , ben de hocayım…)