1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1543
Okunma

(esmanın yüreğinde yayla soluklu halaylar çağlardı...ellerini işlediği bir mendili
hep cebinde taşırdı...çıkarıp bir yaz gecesi bana verdi...çok sonra öğrendim...
zühre yıldızına bakıp ağladığı geceleri...)
ben sana arabesk bir şiirdim esma
kendime hep uzaklardan gelirdim
şimdi ne yana dokunsa düşlerim
çıplak bir ceset gibi yokluğuna devrilirim
bu yüzden fikrime huysuzum artık
geçtiğim koyaklara bir sır
darmadağın o meçhul telaşlar
gelip her gece göğsümün kafesine yaslanır...
her gece diyorum esma bir intihar kadar huzursuzum
tutulmuş bir köşe bulsam kendimi ihbar sayacağım
suç ne olur diye sorma ne olursa olsun
patlasın revolverler
kanım sokaklara adınla bir olup dökülsün...
dökülsün esma...dökülsün...
seslerden sözlerden yeminlerden çekildim
sol yanım sebil aklıma da artık ziyan bir sesim
gözlerine sığacak bir coğrafyam yok
ellerini saracak bir iklim
sürgünlüğüm bu yüzden esma
her yerde kaçak şafaklarıma tuzak bir sefil seferim...
gayri durulmam uslanmam ıslah olmam
nişangah cellatların haritamı sorduğu sokaklar benim
benim yağmurların avane dağılıp depreşen sesi
esmanın gözlerinde...tenim...sesim...
ben esmanın gözlerinde
bütün ömrümü
parlayan bir kibrit gibi yakıp
bir sigara külü gibi geçirmişim...
Mert Metin
5.0
100% (7)