2
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1143
Okunma
Deniz kenarında bir bankta otururken
Somalili aç çocukları anlatmak istiyorsan şiirinde
önünden geçen simitçinin sesine kulak vermelisin
ve martıların simitle olan ilişkisini
birleşmiş milletlerin askeri uçağıyla Somali üzerinde
gökyüzüne bırakılan ihtiyaç paketlerinin
paraşütüyle bir sunabilmelisin
mesela sen haliçte köprü üstünde balık tutuyorsun
işte o zaman Bosnada havaya uçurulan köprüleri yazmalısın
demek istediğim o ki ,
ölümü anlatırken çiçek bahçesinde bir gülü koklamak için eğildiğinde
savaşta cansız milyonlarca cesedin kokusunu hissettirebilmelisin
unutulacak olsa bile
duygu dediğin
bir mayın patladığında kopan bacakların o acı/yan hissini geçirmekse
evet sevgilinin dudaklarını öpme seansıyla da anlatılabilir
çünkü bazen ölümü anlatacak tek gerçek yaşamaktır
ki burada ki yaşamak , şaire bir kaçamak, sevgiliye bir aşk,
ölüyeyse sadakatle bağlılığı gerektirir
ki eğer aşk’sa anlattığın
acemisi sen ol dünyanın
bırak sevgili sevgili olsun dudaklarında
içinin sanatı çürüsün, o banklar boş kalsın
tabi yanında bir sevgili yoksa
o meydanlar da olma, o meydanları anlatma işte
bir kez olsun, bir kezde onun için
koştuğunda
odanın içinde koşmak için yer yoksa
yüzmeyi denemek değil anlattığım, yürümek sadece
ve yürüdüğünü felçli olmana rağmen yazmak o sayfalara ...
.
5.0
100% (3)