24
Yorum
48
Beğeni
0,0
Puan
2862
Okunma

...
dün gece de gelmedin Sylvia
ve ben yine ölecek cesareti bulamadım
ah seni anlatmak şiirlerde
kapalı zarf usulü
ayna tutmak kalbime
bir intihar düşüncesinde tanışmıştık seninle
aynı deliliğin senin eyleme
benim korkaklığıma dönüştüğü yerde
bazen bir arabanın penceresinden sarkıtıyorum saçlarımı
tutuyor bir el, kesiyor bir kelime yolumu
kimse anlamıyor yüzümü yuvalamak istediğimi
birkaç güvercin gagasına
ve birkaç çalı çırpıya
kalabalık terapiler beni boğuyor Sylvia
acılarımı ziyarete zorluyor söylemler ve tecrübeler
bacak bacak üstüne atan deri çizmeli bir adam
bana küstahlığı
hiç tanımadığım bir kadının ağlaması annemi anımsatıyor
o da yabancı ağlardı
işte o anlar hacimsiz kelimeler mezarlığı
bir estetik cerrah gerek bana Sylvia
...ruhumun sökük yerlerini yamalaması için
iğnesiz, ipliksiz ve dokunmadan
bu gece
Virginia Woolf’un ceplerindeki taşlar kadar ağırım kendime Sylvia
bileklerime şiirler yazıyorum
çöp çocuklar çiziyorum avuç içlerime
açlığa mahkum ediyorum sonra
öpüşümle siliyorum sevdiğim çocukların ağzını
ağızlarında süt ve kurabiye izleri
bir nehir bulamıyorum kendime
...bu hücrenin duvarları su geçirmiyor
banıyorum ellerimi gözyaşı havuzuma önce ellerim ölüyor
ellerim Sylvia
belki de ele vermezdi ölüm kendini
ruhum su yüzüne çıkmasa...
de_soulmate