14
Yorum
31
Beğeni
0,0
Puan
1512
Okunma

ömrüm
sen kadar kayıp
arama
derin uykulardan uyanırsın
bir yerlerin acır
öldürdüysek çocukluğumuzun kokusunu
tuhafsak ve eziksek
eksiksek
anlarız ki yabancıyız
içimize yağan çok sesli yağmura
tek sesli acıyla
trenler almazsa bizi
bir tuhafsa içimiz beklemekten
yorgunsa gözlerimiz anılara
el sallarken durmuyorsa kalbimiz
sevişirken ölmeliyiz yeniden
tanıdık peron ışıklarında
o kentteysek
ve ayak izlerimizi fırlatıp
gölgesini saklayan yağmura
içimiz bir hoş
dayatılmış yalnızlıkları yükleniriz
sayısız aşk doludur ceplerimiz
adımız ağrının en ağır tonuysa
yara alır kaybetmekten korktuğumuz her renk
ve aşkın ışığa dönüşünü gösterir
göz kapaklarının rahminde büyüyen ayrılığa inatla
dokursa sessizliği asırlar öncesinden günah
ölürüz kıyametimiz ekşir
bir şeylere üşümenin adıyla başlayan
dilimizde göç
çekingen sabahların
uyku çalmış uçlarına devinir
devrilirken sesin kül rengi
... aşk
kalabalık ve kimsesizliğin yolcusu…
alicengizoyunu
(… şu yaz günü bunu da yazdırdın ya, bahar görmesin yüzün, kışı sürsün ömrün…)