geçen bir şarkıda Enya söyledi
havadaki boşlukmuş
türbülansın sebebi
bu göğüs göğüse çarpışma
nehirler dolusu sus
güdümsüz adımlarla
yoğun kara bir nöbet
parklardan patikalara akan boş sinerji


yenilginin karasularını aşmak bilerek
saçma sapan burjuva şarkılar
ve diline doladığın marşandizi bozuk tümceler
aslında çocukluk tüm bu olanlar
bu kafa tutma gerçeğe
kaldırımlar boyu sek sek
ateşle oynamak gibi vakit geçirmek...


haklısın
faydasız aptallığa su vermek
ve birinci derece suç besbelli
şiraze sallanıyordu ne zamandır değil mi
hiç suyu alınınca çelik demire döner mi?
ne bilmiş tâ o zamandan furuğzat
bisiklet yakalı giyinirmiş tüm ayrılıklar
tüm şiirler örste mi yazılır martı
tüm şâirler mi deli!

al tepe tepe kullan
avuçlarına saklanan suç başkentini
ne güzel küfre geliyor değil mi
aynaların eşref saati
erken uyuyor heyecan
üstüne üstüne geliyor karanlık
baş edemediğin bir nikbinlik
ölüm iyiliği gibi çâresiz
erişmek zor olur yine
geçit vermeyen
dar heceli koyaklardan zıplamak
sen karışma şimdi Marquez
bir romandı "kırmızı pazartesi"
yazdın ve bitti
sağıra sır verir gibi bir geceydi
gitti...


şimdi daha iyi anlıyorum sanki
"çocukken
büyüyünce geçer dedikleri şey
neşeydi"!..


ToprağınSesi



.