hasta içini ısıran bir ırmağa
ağır kanatlı kuşları sorduğumuzda
ikisinin de haberini taşıdı üfürücüsü
mevkisini beğenmemiş herkes biraz üzülebilirdi
yumuşacık sanılanın sarı olması halletmiyordu
bu üç şeyi
durdur ve çek ikide bir içini
vazgeçmek basit bir tutunuş olsun kalplerde
çubuğunu sallayan kel şefe benziyorsunuz
saatiniz yok
zamanınız azalmış olsa da göğü ikiye ayırın hiç olmasa
aynı anda düşürülen iki demir para gibi
eğilip kalkarken duyulan bir şey
kır gezisi tertip edilmiş
ruhunu yalnız bırakan şarkıcıların kırıklarını toparlıyormuş
ağzının büzgülü durağında mavimsi ıslık
bir karınca ile bakışmanın imkansızlığı
ve dışardan sarkan sese deneme
zalim
hadi bir ses ver
tıkırtı zannedildi sıkıntı vardı
tuş tuş genişledi siyaha
siyah iki gecenin arası
iki ışığı kovulmuş bir masal bulabilirdi artık bizi
hemen gidip dışarı bakmak
hemen geri gelip içine atmak
yüzlerce kez uyanmak yatmak
param parça harflerle
ve bitmeyen şiirlere
bir şey anlatmak.