0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
779
Okunma
her şeyin daha derini varmış
dereler de yuvarlanan taş seslerine
aldırış edilmezmiş ilk duyulduğunda
boğulanın bildiği kesişmeler sunulurmuş
yol ayrımında
bana çiçekler taşımıştı o ilk çocukluğum
konuşup dertleşmiştik
ve ne çok şey söylemişti oysa
bir gün her şeyi unutacağımı bile
buğulu bir ağıtmışım meğer
duygu salınca geceye küsen arı
üzülürken ormanlara kaçan kelebek
ve ebet yarışmasında sınıfta kalmış öğrenci
ne kadar ağlamıştım
karnemizi görünce
karbon sıkmış kopya sözlerimizi erteliyorduk ya
gerçeğin ta kendisiydi ölümü düşünmemek
nasıl aldandık sa öylece uçup gittik
mavinin kaç ismi olabilir ki bu asırda
tufanların yuttuğu anlamsız
unutulmuş binlerce kafa kağıdında
küçülerek köy mezarlığına ağaç olmayı diliyorum
cesurum çok öncelerden hayatı hatırlamadığım için
oysa bütün serzenişim iki mısra arasında bir yok
sevdim sevildim den başka
bir düşüncem de yok
gerçekten uzun bir uyku ise ölüm
inanın üzülmekte yok orada
siz bilirsiniz gerisini
fakat kabullenmekte zor bu oyunun içinde
bilinmezliğin çok ötesini.