İstanbullu bir türkü dola

gözlerinin dolambaçlı ve barikat yorgunu yollarına

Taksim ne yana düşer bu direnişte usta,Hatay ne yana



Bir cigara tüttürüyorum ölülerimizin başında

Cigaram soruyor"neden öldüler "diye

Eh,cahil cigara!

Sana para verdi bu akıllılar ama

Ayak altına düşen canların körpeliği BEDAVA!

Keşke hava bedava olsa ,bulut bedava

Orhan Veli’nin dediği gibi yağmur-çamur bedava!



Şu kirletilmiş,ucuz dünyanın sahipliğine oynayan beyefendiler

Sorsam size acaba;

Cennette yer kaç para?



Yurt kokan sevgilim,sen bana aldırma

Severiz hüznün maviden ve öksüz buğusunu

Nasıl da asil bir tutkudur kan tarlalarında yüreğimi doğuran devrim

Ömrümü koymuşum

Ne ölümü düşünmek isterim bu meselde

Yaşam ne uzundur kimi an bilirsin

Ve en çokta ne kısa...



Yüreğimizin mangalarında vurulduk önce kurşundan anlamlara

Bilsen ne kıymetlidir

badem vakti saçlarımıza dolanan turnanın kanatlarınca çoğaldığımız

Anadolu’dan haykıran,

Veysel’imden,Pir Sultan’ımdan yadigar köy duruşlu özgürlüğümüz..



Ama

Derinleri tatmış senin o bakışın var ya!

gözlerin kalsın aklımda en fazla

Ve kımızı yüzlü bir karanfil

Acıya karılayım yalnızlığının üretken deltalarında

Ne çıkar,dost,ne çıkar,aldırma!



Ala sözlü güvercin kanadıyla olmadı bu talan

inan

Dalları kırık erik boynumuzun borcudur

Yüreğimizin verecek hanesine bunu böyle yaz!

tomurcuktur zorbalığa isyan diye büyüttüğümüz

Hep deniz kokar ilkbahar

Avuçlarımız terlesin

Bu yaşlı gebeliğe

ve doğuracağımızın hatrına

Bir kelebek konduralım beyazın rahmine çiçek niyetine

ürkme ellerimizden

Ellerimizde çiçekler uyur

Onlar ki,bir çocuktur aslında günü özleyen



Yaşamak böyle güzel olmamıştı sevgilim daha önce

üMİDİ DOĞRUYORUM TÜM KADINLIĞIMLA

BİRE BİN SÜRGÜN VEREN....



Saadet YILDIRIM