Hayırlı cumalar Muhacir Hocam,
Mevlana çok şeyler demiş, ve O'nun hakkında da çok şeyler yazılıp çiziliyor. O'nun bir sözü yine: Santrancı öyle oyna ki 700 sene sonra Şah Mat diyebilesin mealinden. Yaklaşık 10 sene önce bir büyüğüme Ders yeri konusunda siz şuraya gelseniz, çünkü orası daha müsait demiştim. Verdiği cevap kulağıma küpe olmuştu. Şöyle demişti: "Hocanın talebenin ayağına gittiği nerde görülmüş" O zaman hak vermiştim.
Haklıydı o gün için..
Şimdi ise Hoca'nın talebenin ayağına gitmesi şart oldu gibi. ve gidenlere hayranım.

Biz anlatmaktan ziyade, yanlış yaptığını düşündüğümüz o kişilerle kendimizden feragat edip ve yine onların çilesini (kendi açımızdan nefis çilesi) çekmeden onlarla hemhal olmadan, ben tebliğ ettim vazifemi üzerimden savdım demek bu devir için kolaycılık olmuyor mu? Şunu görüyorum ki, siyasi kulvarı ve düşüncesi farklı olan kalemlerin özünde davaları bir. İki değil. Üslup hataları ve dahi şiirde kullanılan rencide edici bir tek kelime selamlaşmaların, merhabaların önüne aşılmaz duvarlar örüyor.

Arap yarımadası Peygamber efendimiz zamanında şiirde ön saflardaydı. O zamanın edebi ve şiirsel atışmaları konusunda bir tez veya doktora bulabilirsek (kendi adıma diyorum) şu devirde hiciv tarzında hangi kelimelerin helal hangilerin haram olduğu noktasında kıyaslama yoluyla bir sınır çizebiliriz kelimelere diyorum. Kendi açımızdan...

Şimdi ise o zamanın şiirsel hayatından ve kültüründen bihaber şekilde maksadın ne kadar aşıldığı, maksadın tam olarak ne olduğunu bilemiyoruz ki.. Gördüğüm kadarı birbirlerini taşlayanların da bu konuyu tam olarak ne kadar bildiklerinden emin değilim.

İşin açığı Hakk'la bir irtibatı olmayan şairlerin din, diyanet, ülkü, mefkure, nesle hizmet vb... konularda kantarn topuzunu kaçırdıklarından bahsetmiyorum. Onlara sözümüz misliyle, fazlası değil.

Benim yaşıma göre şu son asır düşünce ve ideoloji kültüründen beslenmiş Eski Tüfeklerin birbirlerine ve fiilerine karşı ne kadar acımasız kelimeler kullandığına parmak basmak istiyorum.

Bu konuyu siyasete taşırsak, AKP-MHP politikalarında düşünce ve ekseri kalemleriyle yer alan kalemlerin birbirlerine karşı yazdıkları şiirlerinde bile kantarın topuzunu kaçırdıkları, maksadı aştıklarına şahit oluyorum.

Siyasilerimiz şirazeden çıktı. Onları şirazeye sokacak da ancak kalem ehlidir.

Yine bahsi geçen Erdemoğlu hocanın "Siyasette Küfür Suları" adlı şiirinin tahlilinin yapılması gerekiyor. Ben kendi adıma eksiğim daha tahlil konusunda. O şiirin tahlil edilmesi gerekiyor. Şu sitede bunu kim yapar bilemiyorum. Sizin bu konuda birbirlerinin üzerine giden kalemlerin her biriyle muhabbetiniz aynı derecede ise, bu konuda yardımcı olabileceğinizi düşünüyorum.

Cuma vakti dualarında buluşmak dileğiyle
Selam ve saygılarımla Hocam.

Ekrem Bey Kardeşim,
Öncelikle nezaketinize ( + pembeye) teşekkür ediyorum.

Cümlemdeki "zaman zaman maksadı aşan ifadeler olsa da" kısmına koyduğunuz itirazda haklısınız. Ben de olmamalı diyorum ama ; Mevlâna Hazretleri ne diyor? "Ne kadar anlatırsan anlat, karşındakinin anladığı kadar" konuşmuş olursun. Maksadı aşmak işte burada yerini buluyor. Kime göre maksadı aştık? Anlayana göre.
Anlamak,anlatmak,anlaşmak güzeldir.
Anlaşmanın daim olması dileklerimle muhabbetle selâmlıyorum.

:) Muhacir hocam minnettarım..

Bütünlükte 1, 2 , ve 4. kıt'alara olur verdiğinizi

3. ve 4 . kıt'aların bütünlüğü zedelediğini, ve aynı kıt'aların mısra sıralamalarında sorunlar olduğunu çok naif ve edebi bir şekilde dile getirdiğiniz için candan teşekkür ediyorum.


Bilgim dahilinde tekrar tekrar gözden geçireceğim bahse konu yerleri..Çünkü yapıcı her eleştiri başımız üstünde olmazsa nasıl geliştireceğiz kendimizi.

Yine de keşke diyorum. Şiiri okurken 3. ve 4. kıtalar için şöyle olsaydı, ben olsam şöyle kurardım şu mısraları ve kıt'aları diye yazsaydınız daha da sevinebilirdim. Hiç olmazsa elinde bir şık olurdu:) Şimdi ise düşünür dururum ve saatlerimi alır:(...aslında hafta sonu sınav sınavlarım var, ders çalışmam gerekiyor. Fakat şiir bırakmıyor yakamı..


Müsaade buyurursanız genel çerçevede şu ifadelerinize imza koymak isterim. Aşağıya aldığım ifadenizde yalnızca imza koymadığım yer: "Zaman zaman maksadı aşan ifadeler olsa da...." olmasın hocam. Olmamalı değil mi. Sayın Erdemoğlu'nun bugün yazdığı bir şiiri var: "Siyasette Küfür Suları" diye. Siz nasılsanız yöneticileriniz de öyledir kabilinden bir özlü söz hatırlıyorum. Eğer biz kendimizi düzeltebilirsek seçtiğimiz insanlar da düzelir diye inanıyorum.

Meydanda gördüğümüz üzre farklı siyasi görüşlerde olan şairlerin birbirlerine yazdıklarını görünce umudum kalmıyor. Çünkü yazım ehli toplumun aynası değil mi?


"Ben, sürekli olarak kişilerin şahsiyetlerine değil ortaya koyduğu eserlerine, yani yaptıkları işlere eleştiri getirmek taraftarıyım. Şahsiyetleri kırıcı, rencide edici, aşağılayıcı ifadeler her zaman edebiyata zarar verir. O sebeple faili değil fiili eleştiririm. Öyle olması gerektiğine de yürekten inanırım........................... genel çerçeve böyle olmalıdır diye düşünürüm."

Teşekkür ediyorum hocam.
Selam ve muhabbetlerimle.