güne gelen şiirler günün en güzel şiirleri değil ki ayrıntılarıyla açıklaması yapılsın. kriterlere uygun olanlardan en çok oy alanlardan birisi seçiliyor sanırım. en güzel şiirler seçilecek olsa belki 20 belki 30 kişiden başka kimse güne gelemezdi. okunması için şans veriliyor çoğu kez şairlere. Ufak tefek hataları olsa da güzel bir şiirdi tebrik ederim.

elimizdeki kitaplarla yetiniyoruz ya ondan haberimiz olmamış bu şiirlerden... internetten baktım farklı versiyonları da var ...teşekkürler...


Ne Güzel Uymuş

Ta ezelden böyle yakışıklıdır
Şu dağlara kale ne güzel uymuş
Bir ah çekse bin dereyi sel alır
Aşıklara çile ne güzel uymuş.

Kırmızıya beyaz, karaya sarı
Bataklığa sinek, çiçeğe arı
Yaz gününe güzü, kışa baharı
Kuru toprak sele ne güzel uymuş.

İnsanlar insana, hayvanlar soya
Sular enginlere, selvi ovaya
Güzele kalem kaş, çirkine boya
Sivri tırnak kele ne güzel uymuş.

Arsıza ahlâksız, hırsıza tasa
Canbaza enayi, bankaya kasa
Mazluma kol-kanat, suçluya ceza
Namussuza hile ne güzel uymuş.

Dünyada pay olmuş tavşana tazı
Arslana çarçakal, kurtlara kuzu
Mahzuni'ye derdi, Şerife sazı
Parmakları tele ne güzel uymuş.







******

Şu kendi kendime bir fikreyledim
Mor dağlara duman ne güzel uymuş
Sığındım mevlama çok sükreyledim
Müslimana iman ne güzel uymuş

Düğünde bayramda ederler zinet
İslamın boynuna farzile sünnet
Kafire cehennem mümine cennet
Kör şeytana nalet en güzel uymuş

Müminler camiye sererler halı
Ben deli değilim sen ettin deli
Allanın arslanı hazreti Ali
Eline zülfikar ne güzel uymuş

Said’im der küffar tapar İsaya
Amel getirirler eğri asaya
İncil İsa için Tevrat Musaya
Kur’an Muhammed’e ne güzel uymuş

***********

Ne Güzel Uymuş (Söz)

Hey erenler akıl fikir eyleyin
Dağlara da duman ne güzel uymuş
Yaradan Allah'a şükür eyleyin
Mümine de iman ne güzel uymuş

Daim geceleri dağlar başında
Hiç bir hile yoktur onun işinde
Alıp gezdirirdi çölün başında
Ali'ye de Selman ne güzel uymuş

Kul Hüsey'n'im yeşil giyer eynine
Hiç bir hile getirmedi göynüne
Kurdu kuşu lütfeylemiş kendine
Tabiata insan ne güzel uymuş

Kaynak: Kul Hüseyin
Yöre: Erzincan

Değerli Hocam,

Öncelikle yakınmalar konusunda hak verdiğinize sevindim. Fakat kolay olmadığı hususunda sizinle aynı fikirde değilim. Yeter ki yapılmak istensin. Derdimiz üzüm yemek değil mi?
Seçki kurulu var ve bu kurul günlük şiirleri okuyup beğendiklerini havuza gönderiyor ve bu havuzdan en çok oyu alan güne düşüyorsa, bu kurul bu güne gelen şiiri olumlu veya olumsuz eleştirmeye de, tahlil etmeye de muktedirdir. Eğer günlük bu eleştiri ve tahlil kurula ağır gelirse(zaman açısında) bu gün şiirinin ismi, üç gün şiiri yapılır ve üç günde bir seçki seçibilir. Veya hiç olmazsa bu eleştiri ve tahlil işi haftada bir herhangi bir günün şiirine yapılabilir. Emin olun bunun katkısı herkese artı bir edebi kalite katacaktır.

Şiir yazımının iki türlüsü var. Biri ilham kaynaklı, biri mimari kaynaklı.
İlham kaynaklı olanda devamlı şiirle iç içeseniz çok kolaydır, mimari kaynaklı olanda ise burada da ilham mutlaka vardır, fakat şiirinin ana kaynağı verdiğiniz emek, kurgunuz, mısraları ve kıtaları ve bölümleri birbirine bağlarken kullandığınız harç ve mimariyi okuyanın anlayabileceği şekle dönüştürmek gerekir. Ki genelde kolayı tercih eden bir yazım kitlemiz var.

Keşke yorumunuzu şiirden örnekler alarak verseydiniz.

şiirin kafiye şeması

abcb - dddb- eeeb, .... 'dir.

Kafiye konusunda ses benzerliğinden ne anladığımız önemli değil mi?
hutbeye.
köye.
neye.
*
Büyük ihtimal yukarıdaki kelimelerde kafiye yok diyebilirsiniz. Kaldı ki kitaplarda, akademisyenlerde böyle diyor. Nakarat kısmındaki ses benzeşmesinin kökünü, ekini nasıl ayırdığımız önemli değil. Önemli olan ince sesliler ve y' harfinin muazzam olması. Kitaplarda -ye'ye tam kafiye demez fakat -ye oarada tam kafiyedir. eye-öye-eye benim için zengin kafiyedir.

Kadı,
Dede,
Viyana’da,

Burada ise benim kafiye algıma uymayan "Kadı" kelimesi var. O da son harfinin -ı olmasından. Eğer -ı harfi orada ince ve düz bir ünlüyle değiştirilebilseydi burada da zengin kafiye vardır, derdim.Fakat burada -I sesi konusunda çaresiz kaldım. Dertli'nin "Telli sazdır bunun adı- Ne ayet dinler ne kadı" en bilinen şiirinin ana öğesi Kadı ve saz'dır. Burada Kadı olarak almam gerekti.


Şiirde nakaratların çokluğu dile getirdiğiniz gibi türkü formatına yakın olması içindi. Kitaplarda bu konular çok dallandırılıyor. Türkünün bir çok çeşidinden bahsediliyor. Nasıl desem, mesela, bir Türkiye dersek altında 7 bölge, 81 vilayet, vilayetlerin altında bir çok ilçe, kasaba. Oysa Türkiye. Felsefi, sosyolojik, tasavvufi bir türkü örneği olsun istemiştim. Bunu sağlamaya çalışmıştım. Gördüğüm kadarı başaramamışım. Bu başaramayışımızın nedeni de bellidir. Şiir ilham kaynaklıdır. Üzerinde fazla bir emek yoktur.

Bekri Mustafa'nın temsil ettiği yaşam, düşünce tarzı diğerlerinin onu elinden tutarak o durumdan kurtarmak için çalışmalarında saklı. Bekri Mustafa'nın içkiye bağımlı olmasından. Yani diğerleri Yunus'undan Köroğlu'na, Muhibbisinden Taşlıcalı Yahya'sına kadar hep toplumun bir nevi elit kesimi ve topluma ön ayak olan kişilerdir. Bekri Mustafa burada bir nevi diğerlerinin düşünce tarzına uymayan bir yaşayış içindedir. Diğerlerinin bir gayesi, bir hedefi vardır fakat içkiyle hemhal olmuş birinde bir gaye arayamazsınız.

Şiirin ilk kıtası o devrin Anadolu coğrafyasının yoğurmuş kişilerden oluşur. Onlar Osmanlıyı mayalayanlardır. Ki orada Ahmet Yesvi ve Hacı bektaş'a artı bir kıta veya iki mısra ayırmayışım ise şiirimizin eleştirilecek en önemli yeridir.

Nakaratı geçersek iki kıta dertlenip toplanmış bir coğrafyanın kendi içinde düştüğü münakaşaları, çekişmeleri aktarır. Orada da eleştirilecek yer:"Ne Eşrefoğlu’yuz, ne Hasan Dede," bu mısradır. Oysa bizler hem Eşrefoğlu'yuzdur hem de Hasan Dede. Bu iç çekişmelerin neticesinde malesef Viyana'dan geri dönen bir akın.

Demiştik ya şiirde emek yok. Viyana kuşatma tarihi ile Karac'oğlan ve Dadaloğlu tarihleri yer değiştirmiş olmalıydı. Şiirimizin eleştirilecek bir yeri de bu zaman sıralamasındaki pürüzlerdir.

Son kıta ise Fatih ve akıncılar, Muhibbi ve Taşlıcalı devri'ni yaşamışız ki o devirler yükselme dönemidir tarihçilere göre. Ki Akıncıların kırılma noktası olan Köprü hadisesine atıfta bulunamayışım da diğer bir eksikliğim.
O zamanlar Bağdat vilayeti ve çevresi İran ile çekişmenin hat safhada olduğu bölgelerdi. Bugün de öyle. Şimdi de o bölgenin iç karışıklıklarını düşünürsek diyoruz ki Bekri Mustafa'nın temsil ettiği kişilere kendinize gelin ve Genç Osmanca Bağdat'a bakın.

Seçki kurulunun hangi şiiri neden seçtiği ben zati anlamış değilim. Bugün şiirde zikrettiklerimden birinin doğum veya ölüm yıl dönümü değil. Veya ismi zikredilenleri her halukarda aynı grupta toplanmaları da zor. Şiirde bahsettiklerimin başlı başına Bekri Mustafa da olsa bir derya. Derinlik konusuna katılırım. Fakat düşünün ki uzun bir süre olmuş güne düşmeyeli, ben de bu ailenin bir ferdiyim ve güne düşmem gerekir. Güne düşmezsem ne böyle değerli yorumlar geliyor aksine bu güzide aileye karşı bağımız zayıflıyor. Günde illahi harika şiirler olacak diye bir kural yok. Benim gibi çalaklavye yazanlar da unutulmamalı. Yüzlerce Anka yavrusunun arasına bir alaca karga yavrusunun düşmesi de bir renktir ailemiz adına değil mi?
Seçkimiz bu gün alaca kargaya bir güzellik yapmış. Çünkü alaca karga da olsa onun da kanatları var ve uçabilir.

"Ne güzel uymuş" redifli bir şiir okuduğumu hatırlamıyorum. Geçmiş tarhimizden bugüne gelen şairlerimizin daha doğrusu halk ve tekke edebiyatı cihetinden esintiler taşıyorsa sevinirim.

Şair olmak ve teknik boyutu. Şair miyiz su götürmez bir gerçek ki şair değiliz çünkü şairliğimin bir yanı hiç olmadı ve olacağa da benzemez. Ki bunun sebebi de bizce malumdur fakat yükün ağırlığı bir yanımızı tamamen esir almış durumda. o yüzden gelecek vaat edecek bir kalem değiliz. Yine de elimizden geldiğince yazacağız. Teknik boyutu konusunda ise kitap ehli değiliz. Çünkü kitaplarda genelde hep kurallar var, bizim talip olduğumuz teknik ise ses ve nefes üzerine sadece. Yani olması gereken bizce.

Bu konuda en büyük desteğimiz de sizin gibi hal ve edebiyat ehli ifadeleriyle bizleri yalnız bırakmamasını istediğimiz değerli kalemlerdir hocam. Eğer ki sizler bu tür yorum ve eleştirilerinizle bizlere yardımcı olursanız daha güzel şiirlerde buluşacağımızdan emin olabilirsiniz..

Eğer ilerleyen saatlerde daha kapsamlı bir yorum ve eleştiri gelmez ise sizin yorumu ve eleştirinizi etkili yorum olarak seçmeme müsaade etmeniz dileğimle hocam,

sevgi saygı ve muhabbetlerimle..
teşekkür ediyorum.
Rabbim razı olsun.