27
Yorum
27
Beğeni
4,9
Puan
1761
Okunma

Başlar yaşam sorgusu
izsiz bir şiir repliğinde.
Alır sözler ceketi omuzuna.
Avuç içi kilometreler
dönüşüverir yumağa.
Vurur ayrılığın soguğu
hüznü öper dudaklar.
Ölümcül denklem olur
çivi gibi
iki yüzlü tenhalar...
Gölgelerin boşluğunda
Çiftleşir durmaksızın
günah ve sevap
tükenir soluklar da.
Her çizgi
fısıldar kulağa
yavaşça bir merhaba !..
Kımıldar yaprak
yavaş yavaş...
Her yeni gün
bir fidan olur.
sürgün eyler acıyı
gürültüyle çıkar topraktan.
Savrulur hükümler
yankılanır
deprem etkisi ile.
Yıkıntılar arasından.
Dağılır yüzü
bulutların gecede.
Bakar durur yalan ile
sokak fenerinin
aymaz ellerine
Volta atar
güçlükle bir tabur.
Mavzer bakışlı
duvarsız bahçede.
Aksırır yürekler.
Talan olur bekleyişler
Sevgiyi büyüten
Gündüz sefalarında.
Son yıldız kırıntıları
Bağlanır sözlerle düne.
Anlamsızlaşır tüm harfler
izi kalır hoş/çakalların...
Ferda Özsoy.
Eflatun bir güneş beklerken, vişne çürüğü bir mehtap ağlar glikozlu fotoğraflarda...Pişmanlıklar damgasını vursa da göklere, kış düşmüştür artık şehrinize...Savaş çığlıkları atan kızılderili’nin trampeti çalar durur göğsünüzde...Efelerin çıplak dizleri vurdukça titretir ya yeri ;Titrer durursunuz sevdadan kırılmış mevsimlerde dizlerinizin üstünde..Vazoda geceleyen bir ilk bahar, sadece şiirlerde mi çıkar karşınıza... Hüzünler filizi budanır zamanın kadavrasında...Rendelenmiş sözcükler masallarda mı yaşar sadece?...Söyle öyleyse nasıl bir masalsın sen;Bir varmış, bir yokmuş Evvel zaman içinde..
5.0
97% (35)
2.0
3% (1)