Bana şimdi mevsimi sorma Ben adını soruyor muyum? Ey yar..! aşk ile maşuka Bu bozuk kafamla Derviş yanımdan vuruyor muyum?
Çeliğin canını çıkarta çıkarta Aldı hevesini gece kuşlarından Annesini kalabalıklarda yitirmiş Çocuk telaşıyla gecikmekte artık şiir Valizimde bir kırık saat zaman Valizimde anlamsız kelimeler Sabaha ve güneşe direnmekte İçimdeki sahipsiz militan
Geç öğrendim kimliksizim Devlete ruhsatsız Kendimden büyükmüş gölgem Gölgemi sevmiş insanlar Gölgemi sevmiş kızlar bohçasız Babam saklamış benden Boşaymış bu delikanlılık Dağın altında bir karınca yuvasıymışız Çoktan aşk ile devrilmiş Kendimizi devrimci saymışız
Şimdi istediğim sadece Duru bir suyu öpmek Bir bardak çay kadar huzur Kışkırmış trajik pembelerle Sabah ezanında gül’deki buhur Nafile içimdeki hançeri sökmeye yeltenmem Kalkıp abdest almalıyım Bırak tren ve yol sensiz eskisin Ben bir deprem yeriyim İçimde bir sürü sanık Artık bu salı, bu çılgın nehirde Denize götürmeliyim
Bana şimdi mevsimi sorma Ben adını soruyor muyum Ey yar..! aşk ile maşuka Bu bozuk kafamla Derviş yanımdan vuruyor muyum
Ah..! gönlümün kapısını Tekme tokat kırıp giren Gidişin bu kadar sessiz mi olacaktı Derdest edip akasyaları Dudağımda sadece bir şarkımı kalacaktı Çarpınca suratıma hırpalanmış Yüzünden düşürdüğün gülücük Hayal meyal penceremde Ta ka da ta ka da ta ka da Yıkılırken sabah üstüme Hasrete giden bu vuslatsız trende
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ben bu şiire ilk yazıldığı dönemlerde, bir sitede yorum yapmıştım o yüzden sadece tebrik edeceğim şimdi... Hatta yorumumu yayınlamak için izin istemişti şair...
Bana şimdi mevsimi sorma Ben adını soruyor muyum? Ey yar..! aşk ile maşuka Bu bozuk kafamla Derviş yanımdan vuruyor muyum?
Görmeyen birine tarif etmek zordur baharı hocam, bilmez gülün rengini,ağacın görkemini,kuşun kanadını çekiştiren rüzgarı...yaşlı ve kör bir adamın 'dünya bir pencere kızım ben bakmadan geçip gittim siz bakıp geçiyorsunuz'deyişi geldi aklıma...ne güzel bir giriş şiire sorulmaz bir köre dünya yada bir şaire gönül yarası...
Çeliğin canını çıkarta çıkarta Aldı hevesini gece kuşlarından Annesini kalabalıklarda yitirmiş Çocuk telaşıyla gecikmekte artık şiir Valizimde bir kırık saat zaman Valizimde anlamsız kelimeler Sabaha ve güneşe direnmekte İçimdeki sahipsiz militan
pimi çekildimi şiirin geriye kalan harabenin fotoğrafı basına yansımaz başka bir şiirde rastlarsınız ancak o fotoğrafa .şahan çoker şiirleride öyledir.Her şiir bi öncekinin fotoğrafıdır.o sahipsiz militan şiir şiir gezer havaya uçurur ne varsa.Bir tek masum çocuklar vardır sağ kalan...
Geç öğrendim kimliksizim Devlete ruhsatsız Kendimden büyükmüş gölgem Gölgemi sevmiş insanlar Gölgemi sevmiş kızlar bohçasız Babam saklamış benden Boşaymış bu delikanlılık Dağın altında bir karınca yuvasıymışız Çoktan aşk ile devrilmiş Kendimizi devrimci saymışız
Devirdiklerimiz devrilene kadar gelir arkamızdan. Kimse bilmez içine düşmeden kör kuyuların derinliğini.Maharet o kuyuya atlamak değil tekrar çıkamayacağını bile bile buna razı olmakta.kocaman gövdeli adamların peşinden koşan küçücük kızlar var şair ruhları ayakaltında.Gölgesiz olmak 'yok' olmaktır ve 'yok'lardan bir 'var' çıkar demişti şairin biri.Babanız saklamış ama delikanlılık karıncayı incitmemek değil belkide karınca yuvalarında yaşamakmış...
Şimdi istediğim sadece Duru bir suyu öpmek Bir bardak çay kadar huzur Kışkırtılmış trajik pembelerle Sabah ezanında gül’deki buhur Nafile içimdeki hançeri sökmeye yeltenmem Kalkıp abdest almalıyım Bırak tren ve yol sensiz eskisin Ben bir deprem yeriyim İçimde bir sürü sanık Bu salı, bu çılgın nehirde Denize götürmeliyim
Duru bir suyu öpmek kendini öpmek gibidir şair en çok kendi yaralarını tanır insan ve en çok kendi omzunda hıçkıra hıçkıra ağlar.bir bardak çaya bir ömrü katarda yine de tat alamaz o içtiği çaydan...adamın biri 'umutsuz olmak efsane olmaktır' demişti basit bir film repliğinde…kalkıp abdest almalı ezan sesiyle secdeye emanet etmeli içimizdeki yıkılan şehirleri…umudu denize mayalayıp sonra beklemeli hayatın bizi sevmesini…
Ah..! gönlümün kapısını Tekme tokat kırıp giren Gidişin bu kadar sessiz mi olacaktı Derdest edip akasyaları Dudağımda sadece bir şarkımı kalacaktı Çarpınca suratıma hırpalanmış Yüzünden düşürdüğün gülücük Hayal meyal penceremde Ta ka da ta ka da ta ka da Yıkılırken sabah üstüme Hasrete giden bu vuslatsız trende
Gidişler yutar bütün şiirleri…tıpkı sessizliğin bütün sesleri yuttuğu gibi…ondandır dünyanın küçük gelişi, her seferinde kendine çarpışın,çırpınışın…şarkıları bile bulamazsın bıraktığın yerde…ahh o ayrılığa giden trenler suçu hepsi…yıkılırken zaman üstüne sen bir türlü ölemezsin defalarca yaşarsın o trenin üstünden geçişini…
Şahan çoker şiirleri bir yolculuktur, bazen aşka,bazen kimsesizliğe,bazen isyana ve çoğu zaman hüzne… bir filmin gişeleri alt üst eden final sahnesi gibidir bazı cümleleri donup kalırsın ve aklınıza bile gelmez ayakta alkışlamak….
tebrikler değerli hocam, kalemini imrenerek okuduğum sevgili şairim…şiir size çok şey borçlu…
EzHeR tarafından 5/21/2013 3:34:09 PM zamanında düzenlenmiştir.
konyaya trenle gittim iki gün önce.taka da taka da takada uyutmadı sesler.o arada şiir toparladı kendini..bir gecede bir ömrü anlattı işte..teşekkürler şiirime sesinizi eklediğiniz için
konyaya trenle gittim iki gün önce.taka da taka da takada uyutmadı sesler.o arada şiir toparladı kendini..bir gecede bir ömrü anlattı işte..teşekkürler şiirime sesinizi eklediğiniz için
Şimdi istediğim sadece Duru bir suyu öpmek Bir bardak çay kadar huzur Kışkırtılmış trajik pembelerle Sabah ezanında gül’deki buhur Nafile içimdeki hançeri sökmeye yeltenmem Kalkıp abdest almalıyım Bırak tren ve yol sensiz eskisin Ben bir deprem yeriyim İçimde bir sürü sanık Bu salı, bu çılgın nehirde Denize götürmeliyim.... bu gönül yorgunluğuyla umarım hepimiz bir gün denize kavuşuruz...
Ah..! gönlümün kapısını Tekme tokat kırıp giren Gidişin bu kadar sessiz mi olacaktı ....................... Bazen sevgili ögle acımasız olur ki gidişini farkedemezsin bile.şiir beni çok etkiledi. çok hoş. kutlarım...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.