22
Yorum
45
Beğeni
5,0
Puan
3251
Okunma

kuşlar bizden önce ölür Barba
kargalar hariç..
bir değil bin kadındım Barba
nice anılar ağartmış, kanırtmış sırtında
boynunda nice öpüşler taşımış sakal tahrişi
uyuşturmuş beynini
unutmak için en çok da sonra gideceği
bir değil bin kadındım Barba
bir ışık var ise yürüyen gece üzerinde
yürüyen ve titreyen
iğne deliklerinden geçirdiği hiçliklerle
kendine sökülüp yine kendine dikilen
ince dallarımdan ormanlar oluşturuyordum
içlerindeki çöle
girdaplarımdan denizler
o çıtır maviliklerine
sonra siyah ile dövüldüm Barba
ve utandım gökkuşağına her baktığımda
dokuzyüzdoksandokuzum öldüğünde
günlerin sonuydu bu Barba
etlerin sonu
bir ateş ki başka parlamıştı körüğümde
ve yine utandım yürüdüğümde suyun üstünde
yani kalbim bir kır eviydi Barba
sığınıp sığınıp yaktıklarında da
konuştuğunda kaybolduğum
biri değildi aşk
şarkılar söyleyen kulaksızlığımda
kim getirdi bu avuntuyu Barba
kim koydu giderayak avuçlarıma
hangi yılan yine giderayak beni
topuklarımdan ısıran
sevişirken gömüyorlar Barba görmüyorlar
hala bir Lilith ağlıyor sırtımda
dokuzyüzdoksandokuzum öldüğünde
şarabın sonuydu bu Barba
kırmızının sonu
Hayyam’ın kırdığı bir testiydim
sarhoş gömüldüm topraklarına
ve ben hiç Gamora’yı görmedim Barba
ama tuzdan bir heykeldim
dirildiğimde
yine aynı elma ağacının dibinde
jir-mç
5.0
98% (45)
3.0
2% (1)