5
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
2058
Okunma

Sancıdır, saklı kalan
Darü’l ateş yanıklarında
Bir aşkı hüzni, bağrı delen
İlk yüreğe düşen gölge dar
Olmasa da bilinirliği
Başka yüreklere kapalı, tek yöne açık
En mahrem girizgâhından girip
Ta en içte yuvalanan
Bir kapçığın içinde talan savaşı nedeni
Buna nasıl dayanılır
Daha ne kadar sürer
Hep can yanışlar
Hep ah u zar
Ben, sen, o
Biz, siz, onlar !
Ne diyeyim, ne diyelim
O tarifsiz, ihatasız
Yaralarından tanıdığımız
Amma göremediğimiz
Bazen bir gülücükte
Bazen de gözyaşı nezafetinde saklı…
Bir anlık tecessüme kanıp
Her ne hat çizsek de
Yok işte yok
Bir soluk çıkışımız
Ne yoldur yol
Ne de elimizde kıvrımlı yön harita
Söz kâfi gelmez sessizliğine
Deyişlerin aynısı değil
Gayrisi de değil
Kanışlar farklıdır bu ateşte
Ne susuşta belirgin
Ne izharda görsellik
Öyle bir şey işte
Tutarsın
Bir anlık sanrıda
Fakat gösteremezsin
Yokluğuna laf maya tutmaz
Elde kalan
Hâl kimliğinde
Bazen su, bazen hava, bazen…
Ekser ne ele gelir
Ne de göz göze geldiğiniz olsa da
Libas suret olur
Bu demde bir çoraklık
Soru sorulan bilmez
Bunca söz zenginliğinde
Sonra
Ne fark eder ki
Karşılığı varlık olmasa
Veya yokluk
Ey kadın
Sen elbette bilirsin
Bütün bunlara sebep oluşunu
Aşka tanım vermemiş
O efsun gözlerindeki
Kapalı lügat ile
Bakışlar ölü anlamsız
İdrakler mefluç
Ey, “mehlika sultan”
Birer birer mahvımıza neden oldun
Yahya, kemal, beyatlı…
Katil sen diye
Kimliğini dahi veremedim
Dolaştırdım öte mahallede
08.05.2013
5.0
100% (11)