Okuduğunuz
şiir
7.1.2013 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
KAVL, HARFLER VE KELİMELER
İnsan bir yolcu işte; -Sebavetten, rahm i madere, oradan çocukluğa, oradan gençliğe, oradan ihtiyarlığa, oradan kabre, oradan haşre, haşirden de, ya ebedi saadete ya da ebedi şekavete .-
İnanarak çıktık yola Özümüz toprak Sonumuz toprak Dilde, söz dizilişleri
Bu toprak, Harfler Ve kelimeler İşe yaramadı işte İnsanlar ki, Hurufat yolunu değil de Kılıç yoluna tuttular Yeğ bildiler Kavl üzre beklemek yerine Ölü mezarları beklemeyi
Kimin bağışlama hakkı varsa Yetiyorsa yüreği Buyursun... Daha fazla toprak kirlenmeden İğfal edilmeden Harfler Ve kelimelerin soyu Diliyorsa bağışlasın Toprak, Harf Ve kelimelerin de Boynu bükük kalsın
Hurufat yolunu tutmayan insanlar Yeğ tuttular Kavl üzre beklemek yerine Ölü mezarları beklemeyi
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Öncelikle, aramıza hoş geldiniz şair. Sayfanızda küçük bir gezintiye çıktım. şiirleriniz de, hem hece, hem serbestte oldukça başarılısınız. Kendinize özgü bir kaleminiz var. Ben beğendim. hecelerinizi de...
Bence de oldukça iyi düşünülmüş iyi kurgulanmış ama anlatımı biraz fazlaca kapalı kalmış bir şiir idi. Zaten mana kapalı olduğundan biraz daha belirli imgelerle hafifletici bir anlam olsun babında biraz daha aydınlatılabilirdi. elbette bunu demeden kasıt şu daha fazla genele hitap ederdi bakımından. ama kalem bilgi sahibi ve kendi derinliğince yazmak da hakkı ...
zeval-i lezzet elem olduğu gibi- zeval-i elem dahi lezzettir.
dağı tanıyan- nasıl tanımaz uçurumu madem ki yükseliş var- iniş olmaz olur mu? N.F
insanlardan öyleleri vardır ki biz Allah´a ve ahiret gününe iman ettik" derler-oysa inanmış değillerdir.
de ki eğer Allah katında ahiret yurdu- başka insanların değil de yalnızca sizin ise (ve) doğru sözlüyseniz öyleyse hemen ölümü dileyin."
inkar edenleri ise dünyada ve ahirette şiddetli bir azabla azablandıracağım. onların hiç yardımcıları yoktur.
Allah´ın ahdini ve yeminlerini az bir değere karşılık satanlar... işte onlar onlar için ahirette hiçbir pay yoktur, kıyamet gününde Allah onlarla konuşmaz, onları gözetmez ve onları arındırmaz. ve onlar için acı bir azab vardır.
kim İslam´dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez. o, ahirette de kayba uğrayanlardandır.
bunlar, Allah´a ve ahiret gününe iman eder- maruf olanı emreder- münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. işte bunlar salih olanlardandır.
Allah´ın izni olmaksızın hiçbir nefis için ölmek yoktur. o, süresi belirtilmiş bir yazıdır. kim dünyanın yararını (sevabını) isterse ona ondan veririz kim ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. biz şükredenleri pek yakında ödüllendireceğiz.
böylece Allah, dünya ve ahiret sevabının güzelliğini onlara verdi. Allah iyilikte bulunanları sever.
Andolsun, Allah size verdiği sözünde sadık kaldı siz O´nun izniyle onları kırıp-geçiriyordunuz. öyle ki sevdiğiniz (zafer)i size gösterdikten sonra- siz yılgınlık gösterdiniz isyan ettiniz ve emir hakkında çekiştiniz. sizden kiminiz dünyayı, kiminiz ahireti istiyordu. sonra (Allah) denemek için sizi ondan çevirdi. ama (yine de) sizi bağışladı. Allah müminlere karşı fazl (ve ihsan) sahibi olandır.
madem ölüm ölmüyor. ve ecel gizlidir her vakit gelebilir. Ve madem kabir kapanmıyor- kafile kafile arkasında gelenler oraya girip kayboluyorlar. ve madem ölüm ehl-i iman hakkında idam-ı ebediden terhis tezkeresine çevrildiği hakikat-i Kur'aniye ile gösterilmiş ve ehl-i dalalet ve sefahet hakkında- gözle göründüğü gibi bir idam-ı ebedidir bütün mahbubatından ve mevcudattan bir firak-ı layezalidir. elbette ve elbette hiç şüphe kalmaz ki en bahtiyar odur ki, sabır içinde şükretmek ve hapis müddetinden tam istifade ederek urların dersini alarak istikmet dairesinde imnına ve Kur'an'a hizmete çalışmaktır. ey zevk ve lezzete mübtela insan! ben yetmiş beş yaşımda binler tecrübelerle ve hüccetlerle ve hadiselerle aynelyakin bildim ki, hakiki zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet yalnız imandadır ve iman hakikatleri dairesinde bulunur. yoksa dünyevi bir lezzette çok elemler var. bir üzüm tanesini yedirir, on tokat vurur gibi hayatın lezzetini kaçırır. ey hapis musibetine düşen biçareler! madem dünyanız ağlıyor ve hayatınız acılaştı. Çalışınız ahiretiniz dahi ağlamasın ve hayat-ı bakiyeniz gülsün tatlılaşsın hapisten istifade ediniz. nasıl, bazan ağır şerait altında düşman karşısında bir saat nöbet bir sene ibadet hükmüne geçebilir öyle de sizin bu ağır şerait altında, herbir saat ibadet zahmeti çok saatler olup, o zahmetleri rahmete çevirir.
uzun zamandır mana olarak böyle ağır bir şiire rastlamadım sitemizde. ve şiiri okuyunca da mana alemin de az biraz gezindim. aklıma yürüyen ilk telaşları satır arası merhamet dileğiniz de paylaştım. “Nasihat olarak ölüm yeter” evet.
ömür dediğin de nasihatlerle dolu bir okul değil midir zaten.
Allah konuşunca susmayı az biraz öğrenebilsek yaşamayı da öğreneceğiz ve ölümü tanıyacağız elbet.
insanoğlu nankördür der Yüce Rab. gözleri görmez kulakları işitmez dilleri dönmez der.
gerçekten öyle midir? şu aklımızı kafamızda yük olarak taşımaktan kurtulduğumuz an kurtuluşa erişeceğiz inş.
Allah kuluna müttefiki olmuşsa eğer yer cehennem dahi olsa kendini İbrahim olarak görür kul. ki biz imanın en şereflisini Rasulün atası İbrahim"de gördük her şeyden evvel.
teslimiyet,tevekkül,itaat ve sadakatin en asil temsilcisi Hz İbrahim...
hani daha da yazmak istiyorum aslın da fakat sanırım bu kadar yeter. şiiri ve seçkiyi kutlayarak kalben saygı ve dualarımı bırakıyorum...
Hurufat harfin çoğulu ama yine de bakmak istedim başkaca anlamları da varmış... Şimdi buradaki durumu kavramaya çalışıyorum beni bağışlayın gücüm yetmiyor olabilir
Hurufat yolunu tutmayan insanlar Yeğ tuttular Kavl üzre beklemek yerine Ölü mezarları beklemeyi
yazılı akid değil de söz de verilmiş ve sözde kalmış bir halin tercihi mi ifade edilimiş böyle algıladığım bir anlatım buldum
esasında şiirin sorulan kısmının anlamı ile ilgili cevabımda, "söz de verilmiş ve sözde kalmış bir hal.." ifadesinden daha anlamlı bir ifade kullanamazdım doğrusu. işimi kolaylaştırdınız, bana kılavuz oldunuz. teşekkürler kelamullah da, yaratılıştan sonra ilk ele alınan konu " söz". buradan şu anlaşılabilir ki, eğer söz olmasaydı yaratılış eksik kalırdı. insanlar, söz söyleme ve yazmanın esrarıyla sonsuzluğa ulaşır. damla damla ruhlara dökülebilmenin de tek yolu "söz". gönül kapılarının açılması, en dar zamanlardan en geniş zamanlara, bir damla sudan okyanuslara ulaşmanın yolu da yine "söz" ilahi kelamda, yaratılış tablosundan sonra, hep sözün öneminden bahis açılır ki, yokluğuna mahkum olsaydık eğer, mutlak eksik kalırdı varoluş, anlamından erirdi her şey, varlık anlamsız halde donakalırdı. vadedilen ilahi mühlette, an kadar dahi olsa, en kudretli ağızlarda, en sihrine, en güzelliğine ulaşan söz,dudaklarda paha biçilmez cevher olarak, zamanları aşıp sinelerimizde birikti... ya şimdilerde; sözün esaret günlerinde, esaret günlerimizde, dışın süslenip için en son anlamına kadar kopartıldığı, öksüz ve yetimliğinde, güneşlerin karalara sıvandığı, söz sultanlarının dahi ses vermediği bu karanlık günlerde.... ölü cesetlerden yine ölü cesetlere atılan taşlar gibi " söz" sonuçta günümüz insanı, ne alem i ervah da verdiği sözde vefalı kalabildi, ne de, sözün tesir gücünden faydalanabildi. kaleme sarılmaktansa, kılıca sarılmayı uygun gördü. sonuçta da kaybetti, kaybettirdi...
esasında şiirin sorulan kısmının anlamı ile ilgili cevabımda, "söz de verilmiş ve sözde kalmış bir hal.." ifadesinden daha anlamlı bir ifade kullanamazdım doğrusu. işimi kolaylaştırdınız, bana kılavuz oldunuz. teşekkürler kelamullah da, yaratılıştan sonra ilk ele alınan konu " söz". buradan şu anlaşılabilir ki, eğer söz olmasaydı yaratılış eksik kalırdı. insanlar, söz söyleme ve yazmanın esrarıyla sonsuzluğa ulaşır. damla damla ruhlara dökülebilmenin de tek yolu "söz". gönül kapılarının açılması, en dar zamanlardan en geniş zamanlara, bir damla sudan okyanuslara ulaşmanın yolu da yine "söz" ilahi kelamda, yaratılış tablosundan sonra, hep sözün öneminden bahis açılır ki, yokluğuna mahkum olsaydık eğer, mutlak eksik kalırdı varoluş, anlamından erirdi her şey, varlık anlamsız halde donakalırdı. vadedilen ilahi mühlette, an kadar dahi olsa, en kudretli ağızlarda, en sihrine, en güzelliğine ulaşan söz,dudaklarda paha biçilmez cevher olarak, zamanları aşıp sinelerimizde birikti... ya şimdilerde; sözün esaret günlerinde, esaret günlerimizde, dışın süslenip için en son anlamına kadar kopartıldığı, öksüz ve yetimliğinde, güneşlerin karalara sıvandığı, söz sultanlarının dahi ses vermediği bu karanlık günlerde.... ölü cesetlerden yine ölü cesetlere atılan taşlar gibi " söz" sonuçta günümüz insanı, ne alem i ervah da verdiği sözde vefalı kalabildi, ne de, sözün tesir gücünden faydalanabildi. kaleme sarılmaktansa, kılıca sarılmayı uygun gördü. sonuçta da kaybetti, kaybettirdi...
bütün kalbi saygılar benden efendim buradaki güzel insanlarla tanışmak benim için iftihar vesilesi.. bu güzel oluşuma katkıda bulunanlara teşekkürü borç bilirim
bütün kalbi saygılar benden efendim buradaki güzel insanlarla tanışmak benim için iftihar vesilesi.. bu güzel oluşuma katkıda bulunanlara teşekkürü borç bilirim
asıl tebrik edilmesi gerekenler, sizler gibi ağır yükün altına girenlerdir. kaleminize sağlık. gönlünüzün ilham ve terennümlerini bize aktarmaya lütfen devam ediniz. benim gibi kalemi ağır ve aksak olanlara da bakmayınız.
asıl tebrik edilmesi gerekenler, sizler gibi ağır yükün altına girenlerdir. kaleminize sağlık. gönlünüzün ilham ve terennümlerini bize aktarmaya lütfen devam ediniz. benim gibi kalemi ağır ve aksak olanlara da bakmayınız.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.