23
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
1501
Okunma

Merhaba Düden!
Yıllar ne çabuk geçti,
Hatırlar mısın bilmem ?
Otuz sene öncesi Vega’yla birlikte;
Lara’dan gelip;
Hasretinin bitişini,
Ak köpüğünle
Duvardan atlayan çocuk gibi,
Sevgilinin kucağına atlayışını
Hayranlıkla seyredip,
Resimler çektirdik her bir yerinde...
Serde gençlik vardı ya !
Kayalardaki çivilerden
Yüksekliğe aldırmadan
İnmiştik ta dibine...
Solumuştuk havaya karışan taneciklerini.
Sonra falezlere tırmanıp,
Senin şeffaf perdenin ardında
Mağarana sığınmıştık bir süre!
’ Arzular bir şelale
Işık saçar hilale
Gül karanfil ve lale
Ne güzel şey yaşamak ’
Şarkısını söyleyip,
Şen kahkahalar atarak Lara’yı seyretmiştik...
O Eylül suyunun debisi böyle coşkulu değildi.
Korkuluklarda yoktu.
Ama çiviler hala duruyor.
Sakın bir daha isteme !
Hatta kimse de denemesin.
Bizimkisi bir çılgınlıktı o zaman.
Şimdi azgın sularınla
Şeytanımızı uyandırma!
Biz biraz eskidik.
Gözde fer, dizde derman kalmadı.
Şimdilik elveda.
Kısmet olursa eğer;
Seni bir daha görmek
Bil ki çok şeye değer.