12
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
1703
Okunma

Ne bahar ne de kıştı, ırmak zamansız taştı
Sevinci öyle büyük, görsen boyunu aştı.
İlhamını ne ara Dicle’den almış ise
Oluk oluk akar da, kirpik bile eğrilmez
Zulaya atılınca sürurdan çokça hisse
Şımarık çocuk gibi dur durak nedir bilmez.
Mimikleri donsa da bakış ele verince
Yüreğinden geçenler gün gibi aşikârdı
Geç gelen alâkadan başı göğe erince
Süruru köşe bucak her tarafını sardı
İlk kez seviniyordu gözünden akan yaşa
Gördüğü puslu resim mutluluk manzarası,
Sevgiye dargın iken kalbi dönse de taşa
İki kelam söz ile kapanmıştı yarası.
Yumruk kadar yüreğin, devasa genişliği
Takdire şayan durum dört duvar arasında
Yaşamayı öğretti duaların eşliği
Cürmüne ak düşerken gecenin karasında.
Birden bire irkilen denize haller oldu
Mehtapla sarmaş dolaş sanki rüyada gibi
Kıskandığı günleri düşündükçe kahroldu
İyi ki mutlu dedi, kadın kalbinde sabi.
20 Nisan 2013 / NÜS