5
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
2771
Okunma

/
Kayıklarımızı su yuttu.
Küçük bir su birikintisi bulduğumuzda
Tüm kağıtlar kayık olurdu ellerimizde.
bazen yaprakları kayık yapardık
her renkten gözlerimizle binip üstüne
gülücüklerimizi de yükleyip güverteye
yüzerdik
oyunları hayat sanırdık
hayali bile kururlmamış sevinçlere kırardık dümeni
çocuktuk işte,
bütün malzememiz suya gömülecek cinstendi,
ama Kalbimiz yine de vazgeçmezdi
yıkılanın, batanın,sulara gömülenin yerine
yeni kayıklar yapardık,
hesabı kitabı öğrenmemiştik
umutlar hiç eksilmezdi içimizde
yollar hiç bitmezdi bu yüzden
çocuktuk dedim ya,
her şey mümkündü zira.
sular çekilmeye başladı sonra
birikintiler birikmemeye
hani kayığımızı yutsa bile razıydık da,
su birikmeyince
kağıtlar kayığa dönüşemiyordu
tahta parçalarını kılıç yapmayı
suların çekilmesiyle keşfettik
zira büyüyorduk
ve yapraktan büyük kalkanlar aramaya başladık
gözlerimize hüzün bulaştı
hepside suların birikmemesi yüzündendi,
zira sular birikmeye devam etseydi,
her şeyi sadece kayık yapıp yüzdürecektik.
İyice büyüdük,
Yine yağmurlu mevsimlere eriştik
ama
Sular birikmeyi
Kağıtlar kayık olmayı unuttu
Sular birikmezse eğer,
birikmeyi de unutursak, diyorum.
Hesabsız kitapsız seferlere nasıl çıkacağız
Hadi hep birlikte ağlayalım.
/
14 keredir hala Nisan.
Yağmurun adresidir adı esasen,
kağıttan kayıklar kendisini boşa yazdırmadı bu yüzden..
5.0
100% (7)