0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1580
Okunma

Reis’e, bana öğrettikleri ve hissettirdikleri için
Hiç o günlerdeki kadar
Aydınlık olmamıştı bahar
Benden ve köpeğimden başka herkesin
Saklayacak bir şeyleri vardı
Sabahın beşinde patisiyle hafifçe dokunarak
Uyandırırdı beni
Sahilde koşup gün doğumunu seyrederdik
Sonra Bostanlı’ya kumpir yemeğe giderdik
Tıslayan kediye uymadı hiç
Anlamazdı diken diken tüylerini
Nefret uzak olsun benden diyen
Naif bakışıyla süzerdi çevresini
Onu bir öğlen vakti sokakta bulmuştum
Besbelli buruktu içi
Ayrı düşmüştü yuvasından
Kaybolmuştu
Geceleri uykusunda ağlardı labrador
Düş görüyordu besbelli
Sevdiklerinden ayrı düştüğü
Karanlık düşler
Oyunlar oynardık, çayırlarda yuvarlanır
Top koştururduk beraber
Uzaklara dalardı ama ara ara
Yaralıydı besbelli
Aylardan mayıstı
Alsancak’ta ağaca iliştirilmiş
Bir ilana takıldı gözlerim
Üzerinde Reis’in fotoğrafı
Canımı kaybettim diyordu
Bir de telefon numarası
Gözleri ışıl ışıl parlayan
Bir kadın geldi sonra
Onu görünce Reis’in gözleri de parladı
Yerinde duramaz oldu
Ansızın bir gökkuşağı belirdi yüzünde
Giderken şükran dolu gözlerle baktı
Siz de olsaydınız severdiniz onu
Gideceğini bile bile
Kimse öyle güzel uyandırmadı beni sonra
Şafak sökerken
Hiç o günlerdeki kadar
Aydınlık olmamıştı bahar
Benden ve köpeğimden başka herkesin
Saklayacak bir şeyleri vardı
Barba
5.0
100% (3)