1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
3032
Okunma

Beyhude bir saba daha uyanıyor İstanbul
Özgürlük tablolarında ismin var.
Satır satır, ince ince
Payıma düştüğü kadar.
Ağza alınmayacak ölümlerle sustum ben
Bundandır gidişin hiç koymadı
Ben sende boğuldum,
Rüzgâra karşı çıktığımı sanarken
Gözüme bak en sevdiğin nota’yla
Bu kez çok sustum, çok öldüm
Duydun mu Eftelya?
Süruruna üflediğim gidişin
Bu kez çok tanındık.
Gözüm bir yerden ısırıyor adeta.
Ve unutma.
Aşkı bitiren özlemler değil
Gitmeyi bilmeyen sevgilinin el’lerde dirilişidir...
k/Arsız geçiyor bu kış
Talan olmuş yürekleri kana bulayan
Yağmurlarıyla.
Bir kar tanesiydi yalnızlık
Ben suçumu tebessümlerine yükledim
Faili meçhuldür tüm suçlarım,
Yalnızlığın gündüz tarifesinde.
Ve sen
Her tebessümünde bir suç mahallisin işte...
İlk kez sen geldin Eftelya,
Rüzgâr kokan düşlerime.
Yer’leş’ke olarak seçtiğin yüreğimde
Sende olmasan, anılarım ölü doğacaktı.
Ağza alınmayacak güzellikte konuşuyorsun
Alınıyorum.
İsmini yasakladım bu şehre
Konuşursan
Her kelimen de yıkılacak hayallerim var işte
Çektiğimiz can çekişmelerimizin
Acıları battığında ayağımıza cam gibi
İlk ortak duygumuz yer etmişti oracıkta...
İlk kan
İlk y/Ara
Son sevda.
Ben son kez sevdim seni.
Bir daha gitmenden korktuğum için.
Alış buna
Ya uyandığında yine ölmüşsem?
Dilde pelesenk olmuş bir cümle gibi.
Gündüzü olmayan Aşk’ın
Simsiyah çiçeğisin sen
Tek sorun: yaban ellerde büyümeyi seçtin
Yine klişe bir günde
Git...
’Git Hadi’...
Seviyorsam cahilliğime ver
Yanlış zamanlamayla sevdim seni...
Ve sen
Bir gün sevecek olursan eğer
Beni gözümden sev.
Riyakâr bir hasrete
Teselli ikramiyesi gibi gözyaşların.
Gözümde,
Yaşanmışlıklara bulanırsın bazen
Yaş anılar kalır ellerinde...
Az önce ölsem
Belki yüreğine düşecektim.
Geldik!
Uyan artık, son duraktı yüreğim
Müsait bir yerde inebilirsin...
—Hoşça’kal
-Osman Palabıyık