2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
2584
Okunma

…
Bu hasret bir gün bitecek Züleyha Hanım
Sürmez sittinsene göğsünde ağrıyan yaranın hükmü
Bir bulut, bir yıldız tanesi alır götürür seni bu yaradan
Ağrıyan teninde gül biter, gülün bundandır kıymeti!
...
Bu senin kederli yüzün eski bir tapınak ayinidir, Züleyha Hanım!
Sonu yok bir sokak gibi büyüdü yollar göğsünde
Göğsün, ayrıksı kıtalar gibi sarktı yaşamın kaynağına
kavuşamamayı büyüttü
ve kederi öğrendi böylelikle bilincin usta ellerinde
…
Önce ellerin vardı biliyorum, ırmaklarca gideğen
Önce ellerin vardı, tragedyanın ve dokunmanın tarihi…
Susamış çocuklar gelirdi sonra, terli ve zayiiydi zaman
Günlerin orta yerinde buluşurduk, öpüşür, terlerdik bütün bir yaz!
Dahası, sevişirdik bi güzel, kime ne!
Lakin bir gece hüznün sarmaşıklarından doğdu çocuklar
Tutanaklara habire ölü düştü kâtip
Bu tarihi nasıl yazmalı Züleyha Hanım!
Bu fotoğraf mesela, bu yoksul şehir, bu yorgun yüzyıl
Sonsuza dek nasıl kaldı böyle, şaşırmalı!
…
Bir gün
bana ellerini ver, Züleyha Hanım!
alıp gidelim seni bu sokaktan
Bir çınar serinliği,
kadife bir gül
ve göğümüz olsun Ortadoğu’da
O fuları yakıştır yeniden boynuna, utansın Atilla İlhan
Durma, su götürmez bir yanlışa sürükle beni
Bırakalım, geride ne varsa
mülkün tarihi gibi kalsın aynalarda!
Bir gece
bir gece daha doğur rahminde
İbrahim’in yalnızlığında ölsün kadınlar
Düş haram
böyle zamansız serüvenler de simyacının işi
Yak öyleyse kandilleri, yola koyulmuşluğum gibisin
duvarda hatıran kalır, semaverde birikmiş telaşın
eski bir sarraf işi ellerin ve nice hüküm kalır cümlede
göğsünde durup dururken bir yokluk kalır
acır, bir su kadar yalnızlık seslerin orta yerinde
gün biter, aynada öfken kalır
göğsünde aşkı sakladığını bilmediler
uçları yakılmış bir mektup ve eskiciler kalır bu şehirde Züleyha Hanım!
…
O tarih ki, mitler serüvenidir
bir garip dala tutuluyum ayaklarımdan günlerdir.
Al, bu resim senindir, çiz yeniden var olmayı!
Durma Züleyha Hanım, beni göğsünün derinine yakıştır
İnsan, bu yaşından sonra anlıyor kederin ve gülmenin dağınıklığını
Tebessüm et, efkâr da doğurgan su da!
Ve benim böyle mahcup olmaklığım gibisin
dursun ellerin orta yerde, sarıp sarmala gövdemi
Kayıp bir çilingirim
yanlış bir adreste vuruldum epeydir
…
Duvarlar sevişmenin utangaçlığıyla bi güzel çekingendi
Askıda kalmanın şiirini okuyalım, ama okuyalım mutlaka!
Bir gün
bana ellerini ver Züleyha Hanım!
Bu yorgun bedenden çıkar çıkmaz aydınlanalım yıldızlarca
Gümüşün kiri, korkunun yanılgısıyla kalsın bu sokak
her şey akmada
su, toprak ve büyük yolculuklar gibi
Bana ellerini ver Züleyha Hanım!
alıp gidelim seni bu sokaktan
Bir çınar serinliği,
kadife bir gül
ve göğümüz kalsın Ortadoğuda
5.0
100% (7)