1
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1248
Okunma

Peki..
herkes bilmez mi bu gözlerin daha önce hiç bu halde olmadığını?
( tüm uykusuzluklardan sonra bile ) bilmez mi geriye kalanlar,
aşk denilen şey her seferinde aynı tadı vermez insana! ya sen?
sen bilmez misin? aşkı karşındaki verir sana ve o ne kadar verirse
sen
o kadar aşıksındır..
(...)
bil ki sevgili;
sana hasret zamanlarımdan sızıp
sinecek beklentilerimin tortusuna
iki göğüs arasından sızan kokun
kumu çekilecek ıslaklığının ki
zifir gecelerde
kara bir çöküş olacak yokluğunun etkisi
incecik delikten geçer gibi zaman
ve ben
kuytularda
kısa soluksuz filmler gibi
yürek perdene yansıyacağım senin sevgili ki
seni özgürlüğünün sınırları içersinde
sevmiş olmamda ondandı hani...
ve ben ki sevgili;
nefes nefes dağılmışım
tüm kapılarım kapalı
ışığı açıyorum
yüzünü aydınlatsın diye
karanlığın med-cezirleri alnına düş/üyor
ve üşüyorum
romatizmalı düşler
düşüşler yaşıyorum ki
yokluğun vücudumda kalın bir tabaka oluşturdu
hiçbir yağmur ıslatmayacak artık tenimi
sen gibi..
ruhuma ziller takacağım
kapı eşiği yalnızlığımda
bir parmak mesafeden düşer misin?
dokunur musun?
sokulur musun?
acelen yok
ruhlar ölmez ve yaşlanmaz lakin yaşarır
çiy düşer gözlerinin yapraklarına
közleri duman olur
kelimeleri koku
vuslat korku olur ki
acelen yok
ölüm ruhla sevişmedi henüz
ipi yağlı değil gırtlağımın
dayanacağım..
altdudağına dişlerimi geçirip
sıkıca asılacağım hayata ve sana ki
sonsuz sabahlarım var daha sana uyanacağım...
(...)