Gel yenerek öfkeni ve gönlünü açarak
Sonsuzu kıskandıran takvim yapraklarına
Sonlu düşüncelerden sıyrılarak kaçarak
Git şühedâ ardından dünya topraklarına

Sür izini sabrının ver şükrün hesabını
Kaz zikrin temelini kur Yunus dergâhını
Taşır kalbinden artık muhabbet azabını
Gör karanlığı boğan kardelen sabahını

Yazdır mezar taşına gülmeyi düşünmedi
Yaşatmak için geldi ölmeyi düşünmedi

Cennetin hayaliyle yenilirsen namaza
Uykuların tuttuğu gariban orucuna
Kendinde yokken bile verdiğin yaramaza
Zekâtını helal et bildiğin aracına

Takıldığın taşlarla düştüğün çukurlara
Bir dağ yalnızlığına örtsen urbalarını
Rüzgârlarla beraber gözünden akarlara
Nefse yenildiğin gün eyle tövbelerini

Yazdır mezar taşına gülmeyi düşünmedi
Yaşatmak için geldi ölmeyi düşünmedi

Hızır çaresizliği içinde ahir zaman
Şeytan avanesine adresini sordun mu
Sarayları bırakıp terfi ettiğin vîrân
Sana nâsip kaderin kazasını gördün mü

Dünyevî destân değil göklerden düşen ışık
Olmasa da üç günde yedi kıta fetheden
Elbet anlıyor seni aslına dönen âşık
Karani çöllerinde deve gütmek de neden

Yazdır mezar taşına gülmeyi düşünmedi
Yaşatmak için geldi ölmeyi düşünmedi