1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1219
Okunma
Tırmanamadığımız dudaklar
Her zaman gözümüze daha ıslak görünür
Vardığımızda karşılaşacağımız aslında
Sırasıyla
Önce serap olur
Sonra kuru topraklar
Bir miktar çürümüş et
Ve nihayetinde yine tepemizde
Uzlaşamayacağımız akbabalar.
Oysa Yelkenbalıklarıyla birlikte geçecek kadar denizleri
Özlem içersindeydik
Binbirgece anlatılmış bize, tepelerin o müthiş tepelerine.
Umduğumuzu
Fakir çocukların hırsla saldırdığı sofralarda bulamamıştık.
Geç kalmıştık tedirginlikle istediğimizi istemeye.
Diyor ya hani kargılı adam
“Ne zaman tutunmaya çalışsak
Mahrem bir yeri geliyordu elimize.”
O hesap
Dudakların ancak kenarından sarkan salyalar düşmüştü bize
Zemzem suyu niyetine…
Çölde gömülmek kolay diye
-Belki de-
Kaderimiz sanıyorduk
Kum fırtınalarının gözlerimizi kör etmesini…
Bu yüzdendi belki de pirimiz bilmek
Dünyanın en çirkin kadınına aşık olan
Mecnun bir bedeviyi
Ve kabullenebilmek
“Kanla alabilmeyi aşkın abdestini!”
Varalım da ne olursa olsun diye ha gayret
Nehirleri de geçtik sırat sırat, nihayet
Kıyamadan sularından bile içmeye;
O ab-ı hayatın zevkine daha bir varalım diye.
Kertenkele, yılan olduk
Vesselam, yalan olduk;
Asla ulaşamadığımız güzelliklerde.
Ki son tahlilde kaderimiz yine
Bir dudağın kenarı ve bir pıhtı kırmızı…
5.0
100% (5)