29
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
3015
Okunma

Gülün sustuğu gecede
yüreklere su taşıyor sessizlik
suda kalabalıklaşıyor
iri gagalı yalnızlık.
Duman sarmış ölüm konmaz emelleri.
Kavuşmaya ramak kala,alır başını gider
günün kamburunda yitik düş dokuyan trenler.
Başımıza taç yaptık yıldız sandıklarımızı
terledi alnımızda koşuşturan yazılar...
Damlayarak düştü tortuları her acı gülümseyişimize.
Yüreğimin billur yankısı
doğuyor duygusal yıkıntılar üzerine
düşüyorum hapishane duvarlı şiir akşamına.
İz düşüm sivilcelenir sulu sepken
düşer karanlığın kuyusuna
yapışkan yosunlara karışır
cerahatlı sus işaretinde çıt kuşu.
Peygamber öğütleri giyiniriz sırtımıza
Yıpranmış sözlerin verdiği güvenin adı konur
cami avlusuna terkedilmiş günahsız çocuğa...
Yirmi dört ayar çalıntı bir şarkı çalar durur ruhlarımızda..
Yıldızları parlatma zamanı şimdi.Az ışık çok karanlık alsak da...Deli gün ışıkları esniyor sabahın ağzında ve ben karşılıyorum delici günü okunmuş suya bakar gibi umutla...Yelesi düşlerde unutulmuş asil bir atın terkisinden çıkarıyorum yahşi bir ölümü, sürükleniyor pelerinim ardım sıra..Uğurluyorum kendimi yaşanmamış yıllara...Şimdi ıslanma vaktini çalma zamanı kırmızı şarabın etiketinden...Ve ayyaş zamanı düzeltmeliyiz ötekileştirmeden...varmısınız şerefe:)
Ferda Özsoy
Dostlardan inciler
Ne olursa olsun kadehte iyi birşey olsun,
Biz zemzem suyu ile yıkandık milletçe...
Gönül istediğini bu dünya da bulsun,
Kurumuş ağaçlar çicek açacak bekledikçe...
HakanKURTARAN
5.0
100% (28)