6
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1070
Okunma

Takma başıma siyah tülünü.
Örtme yüzümü
Sokulma bana git.
Git
Artık seninle bir anlaşmam yok.
Kırgınım sana bu günlerde
İçime bulaşan sesizliğin kılıç keskinliğinde
Bu gece
Bir başka efkar var gözlerinin haresinde
Ağıtlar yüklenmiş sanki
Titrek sesine.
Kaç defa dedim sana
Umut barınmaz yüreğinde.
Öyle ki ;
Yüreğinde büyüttüğün o siyah gül
Hiç açmayacak şafak vaktin de.
Bense !
Kaçak yaşıyorum
Soğuk nefesinde.
Bir cümlelik yer arıyorum
Doğmayan seherinde.
Ve seni yaşıyorum küf kokan hainliğinde.
Seni saklıyorum yinede
Yazdıklarımda,çizdiklerimde.
Karalamaya çalıştığım kırık şiirim de
Kopuk sözlerimde.
Peki sen !
Sen hiç olmazlarla savaştın mı?
Senin penceren nereye açılıyor?
Nerede doğuyor puslu karanlığın?
İsteyip te söyleyemediğin çok şey var değil mi?
Kiminin yüzüne
Kiminin gelmişine geçmişine.
Oysa her şey,tüm cevaplar gizli
Arsız gülüşünde.
Ey ! Karanlığın prensi
Ey ! Yalnızlığın sinesi
Ey ! Gülen gözlerin perdesi
Sen !
Sen, benim hüzün yanımsın
Defalarca sineme sardığım saflığımsın
Sen !
Kırk kez inanıp,kırk kez yanıldığımsın.
Seni
Kanayan acılara yazıyorum artık
Rüzgara,fırtınaya
Yürek ateşlerine.
Gölgesinde esmer günahlar taşıyan
Çaresizliğe yazıyorum.
Uğraşma boşuna
Göm sırlarını karanlığına
Dön yalnızlığına.
Sabahların ak,helal göğsü uzak sana
Ben senin günahlarına kefil olmuşken
Sen anıları yakmaya devam et.
Kendi sesinle öl
Sessizliğinle büyüdüğün gibi.
Yüksel Beyocaktan
’’Kalbimi kırdıkça hesapsızca.Sustum öylece.Gözlerime doldu gece.’’
5.0
100% (4)