2
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1284
Okunma

acının içinden geliyorum
ben gündüzleri de üşürüm usta
dağların gözlerinden baktıkça ufka
güneşe de ağlarım rüzgâra da
yüreğimdeki inkısam yanardağlar gibi
eski bir düşü sarıyorum karanlıklara
hamurların içinde yoğruluyorum
su oldum un oldum tuz oldum
kor ateşlerde köz oldum
bir tek ekmek olamıyorum usta
anlayacağın
ipsizin teki diyorlar bana
içimde parça parça serçe yuvası
vakit gecenin bir vakti
rüzgâr adımı fişliyor sokaklara
yüreğim tetiği düşmüş bir mavzer
ayaz iklimleri örtüyorum üstüme
iliklerime kadar lodos soluyorum
Toroslar’da fırtına olasım geliyor usta
anlasana
bazılarının endamını arz ettiği saatlerde
ben yanlış okunmuş bir türkü gibi sokaklardayım
kanıma zakkum girmiş eylülden
gözlerimi bir dalgaya bırakıyorum
kapıldıkça akıntılara
azgın dalgalara çıpa atıyorum
dışım zakkum çiçekleri açsa da
içim ağrıyor be usta
biliyor musun
bir zamanlar
yüreklerini yumruk yapan dostlar vardı
ağlayan gökyüzünüzde
kaybolan yıldızlar gibi kayıp gittiler
şimdi
beklemediğimiz bir anda
ciğerlerinden hırıldayan insanlar sokulup yanımıza
taşeron hançerlerini saplıyorlar sırtımıza
tam da bu yüzden
birer birer düşüyor dostlar
öksüz kelimeler yanıyor genzimde
anlayacağın
öfkeliyim
Anadolu’da endemik bir çiçek gibi
kimliksizim
bütün dağlara veresiye yazdırıyorum usta
bir gömlek giydirip geceye
acıyı rehin bırakıyorum duraklara
ihata duvarlarını kanatıp sokakların
ben yoklamadan düşüyorum
yüzlerine astıkları kine
bayrak sallamak için
ben isyana yazılıyorum
güneşe su sıkan panzerlere yürüyorum usta
anlarsın işte
iliğimi sömürse de hayat
kırmızı gül koksu kalmış yanaklarımda
kahrım avuçlarımı yakıyor
sahipsizlerden dökülen acılara basa basa
kırılan güneşe
kırmızı mendillerimi bağlıyorum
yanan kalbime
kanayan türküleri süre süre
siyah beyaz karelerdeki
yarım kalmış
kurtuluş hikayeme dönüyorum
ben mayısa yürüyorum usta
kardelenler günsüz doğar mevsimsiz ölür
hayat dediğin
yaşamak ağrısı kadar uzun
bir martının süzülüşü kadar kısa
Bak usta
Yüreğimde feryat büyüdü benim
içimde kanadı yaralı bir rüzgâr
ey Akdeniz’de nöbet tutan Bey Dağı
içine çek başındaki dumanı
başımı dağlara kaldırıp
alnından öperim seni gel artık ilkbahar
17.02.13- Antalya
Sıtkı ÖZKAYA