görüyorum ki;o istemedikçe
biliyor ki; durduramam onu

şimdi sarı etekliğime
geçirip sararan dişlerini
sarkıyor salkım saçak

balçık kokan gecenin koynunda
sessiz süvarileri.
şımarık delikanlılar,
dilleri kekeme, mızraklı elleri.
beyaz ile siyah arası dinmesiz,
yekpare savaşın tekrarı yaptıkları

çocuktum
özür dilerim unuttum
en güzelini sümkürüp sümüğümden
en renkli haliyle
mavi kazağın kollarında kuruttum

keyfe keder
oyalayıp iklimleri iğne iğne
kuruttu verdiği sözleri
ıslak mendil ucunda
alamadan yaz güneşini

mis-i amber koksa da
geçmişe uzanan nefesi
çalıştıkça, sümükleri ayırmaya
kopan, çocuk kollarımın derisi

bilmiyordum
zehirleyeceklerini
geçerken bebek düşlerin
ak pak teninden akrepleri.

dondu gözlerimde
deldi geçti sırtımı zemheri

yakama tutunan
bir iki savaş kahramanı
onlar da aynı marşı söylüyor
sonbahar akşamları
sözler yitirilmiş
sözleri kirli
tik. tak. tik. tak

Blackless