1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1447
Okunma
…/bana ait olmayan
bütün soruları ve cevapları ardımda bırakarak gidiyorum
az kullanılmış ve bayandan bir sevda bırakıyorum sana
yolun açık olsun…/
Pelin Onay
Gidiyorum
Çok önceleri sorduğum bir soruydu
Ölüler, neden yaşamak için bu kadar inatlaşır hayatla
Öyle ya işte gişe rekorları kıran bir filmin en can alıcı sahneleriydi
Savaş naraları çoktan kulaklarda yankılanmaya başlamış
Ardıma bakmadan,
Darmadağın hayatların , darmadağın ettiği adamlar gibi
Gidiyorum…
Ben çocukluğumun baharına
Senin isminden gemiler yaparak başladım,
Gitme ihtimaline karşı o gemileri yakarak baharı yaza kırdırdım
Şimdi, o geminin ıslanan güvertesiyle
Uzaklara el sallayan küçük bir çocuk edasıyla
Hani gitme diye ısrar etmeyeceksin,
Zaten bana dair yapamadıklarının en başında gelirdi
Yine de ısrar etme sen
Hayata karşı yenildiğini kabul etme
İçimde barındırdığım tüm sevinç çığlıklarımı
Bohçama katık ederek gidiyorum…
Eskiden olsa,
Çok eskiden, tenlerimizin karşılaşmadığı şehirlerden önce
İçimde bir nebze umut tanesi bırakarak
Avuç içlerimin ıslaklığıyla bir mektup satırının
Cümle boşluklarına sığdırarak kendimi hatırlatırdım sana
Şimdi sana kavuşturan bu feribot
Dönüş biletimi ceplerime sıkıştırıyor
Annemin her şey güzel olacak cümlesini
Çocukluğumun hayallerine bırakarak
Kendimi sende bırakarak gidiyorum…
Sevdiğini düşündüğüm saçlarımı
Kafatasımdan kazıtarak!
Aslında işin açıkçası
Aşkı bir kuru sıkı tabanca gibi şakaklarıma dayayarak
Devrin en modern ölüm adetini avuçlarımda saklayarak
Kafama sıkıp
Yarı ölü,yarı baygın
Fethedilen yerden kaçarken tüm insanlığı kırdırarak
Tarih sayfalarına işlenecek bir soykırım yaparak
Gidiyorum…
Küçüklüğümün okul yılları sıralarında
Hatırlıyorum da en çok canımı acıtandı
Kulaklarımı kızartırcasına öğretmenimle inatlaşmam
‘Seni Seviyorum’ un nesnesi, anlamı yok
Bir eylemi belirtmez diye,
Şimdilerde bir doktora tezi gibi masamdaki kağıtların arasında
Kışa inat bahara can veren kardelenler gibi boy veriyor …
Senden duyduğum,
Senden okuduğum her ‘Seni Seviyorum’ un arasından
Bir kurşun nitelliği ile sıyrılarak
Gidiyorum…
Bir müzik bestesinin içinde notaların arasında kalan
Payıma düşen bir ‘sus’ işaretini boğazıma düğümleyerek
İzmir’i, bildiğim şehirlerin arasına gömerek
Çıplak ayak gidiyorum…
Gidiyorum
Gözlerime soktuğun çomağı yanıma alarak
Bir daha ağlayabilmek için kendime bir sebep yaratarak
Aşık olduğumu düşündüğün bedenini sana bırakarak
İçi doğa esintisinden düşler sunan yüreğinden bir parça alarak
Sessizce
Ağır ağır adımlarla
Hiçbir şey yaşanmamış, canımdan öte içimdeki canı
Bir daha bu kadar derinden sarsmayacağın
Bana ait olmayan sensizliğimi çalarak
Ağzıma dolanan adını bir şarkı gibi
Melodik bir ritim tutturarak
Gidiyorum…
İşte, gidiyorum…
Emre Kınay
16.07.’12.. 18.40
5.0
100% (1)